EŞME KÖYÜ GEYVE TARİHİ SİTESİ EŞME BARAKA BİBERCİ AHMET AGA VATAN MİLLET SAKARYA eşme köyü geyve
   
 
  7-KATLİAM VE ZULÜM

İNGİLİZLERİN ARDINDAN GEMLİK’İ İSGÂL EDEN YUNANLILARIN

BURADA SOYGUNCULUK VE KATLİÂM YAPIP

BAG VE BAHÇELERİ TAHRİB ETTİKLERİ

ingilizlerin, isgal ettikleri Gemlik’i Yunan müfrezelerine bırakarak

çekildikleri, Müslümanların, Gemlik’i kusatan Yunan askeri tarafından

Gemlik dısına çıkmalarının yasaklandıgı, silah aramak bahanesiyle zorla

girilen evlerin Yunan askerlerince soyuldugu, halkın yüzde doksanının

sebepsiz yere sopa, kamçı ve dipçiklerle dövüldügü, idama mahkum

edilmek için iplerle baglı olarak götürülen ahalinin ileri gelenlerinden on

üç kisinin, Gemlik-Yunan Kumandanlık Dairesince serbest bırakıldıgı,

Gemlik sosesi üzerinde on bes gün içerisinde elli kisinin kayboldugu, bag

92

ve bahçelerin tahrip edildigi, yolların güvensizliginden ötürü halkın yarım

saat mesâfedeki merkeze dahi gidemedigi, tamamen silahsızlandırılan

Gemlik halkının Ermenilerin suikastlarına ve çıkardıkları yangınlara

maruz bırakıldıgından bahisle köye kesif heyeti gönderilmesi,

magduriyetlerinin giderilmesi, çalınan malların sahiplerine iadesi

hakkında Umurbey köyü ileri gelenlerinin istidası.

29 Agustos 1920

Huzûr-ı Âlî-i Cenâb-ı Sadâret-penâhîye

_ngiliz kuvâ-yı bahriyyesinin bundan bir buçuk mâh mukaddem Gemlik’i

isgâllerini müte‘âkib karyemiz ahâlîsi dahi arz-ı teslîmiyyet etmesiyle karyemiz de

dâhil oldugu hâlde Gemlik ve tevâbi‘inin emn ü muhâfaza ve asâyisi yed-i mes’ûlüne

alındıkdan sonra vürûd eden Yunan kuvâ-yı mevcûdesine teslîm-i memleket ve

âsâyis-i mahalliyye olunarak _ngilizler çekildikden sonra Yunan kuvâ-yı isgâllerinden

merkezden karyemize sevk ile îcâb eden mahallere ikâme ve ahz-ı mevki‘ etmesinden

Yunan zâbitân ve efrâdı haklarında ve ihtiyâcât-ı mübremeleri husûsunda karyemiz

ahâlîsinin büyük ve küçügü bilâ-ücret gece ve gündüz hidmet ve askere her ân

fıçılarla su ve hatab ve levâzımât-ı sâ’irenin ihzâr ve irsâlinde fevka’l-âde icrâ-yı

fa‘âliyyet ve gayret olunmus ve istirâhatları ez-her-cihet te’mîn edilerek cümlesi

memnûniyyet ve beyân-ı tesekkürât etmis idiler. _sbu müfrezenin mahall-i âhara

sevklerini müte‘âkib Gemlik merkezinden bunların yerlerine i‘zâm ve ikâme olunan

bir müfreze-i askeriyye baslarında zâbitleri oldugu halde sehr-i hâl-i agustosun yirmi

dördüncü Îd-i Sa‘îd-i Adhâ arefesine müsâdif salı günü sabâhleyin karyemiz dört

tarafdan Yunan askeriyle kusadılarak hârice çıkması men‘ ile hânelerde silâh aramak

üzre hey’et-i ihtiyâriyye berâber olarak yalnız on hânede bulunmusdur. Ba‘dehu

yanlarında kimse bulundurmayarak kendüleri istedikleri kapuları tekme ile urulup

açıldıkdan sonra derûn-ı hâneye duhûl ile çifte ve eski seshâne tüfenkleri dahi alarak

ve hâne sâhiblerinden yüzde doksan kisi bilâ-sebeb sopa ve kamçı ve tüfenk

dipçikleriyle, hiç bir devlet kânûnunun cevâz vermedigi sekil ve tarzda ve sûret-i

sedîdede darbetmeleri yüzünden bir hayli kesân bereler içinde bulunmakda oldukları

gibi ve agır yaralılardan bir kaçında ise eser-i hayât süphelidir. Hânelerde silâh

taharrîsinde silâh zuhûr etmeyince hâne sâhibi bilâ-su‘âl ve bilâ-cevâb sopa ve

kamçıdan geçirilmis ve kable’t-taharrî silâh çıkarması içün sedîden ve alenen

darbedilmis ve daha gayrısı ise merbûten takdîm kılınan defterde esâmisi muharrer

eshâsın sandık ve sepetleri açılarak nukûd ve mücevherât ve zî-kıymet esyâ-yı sâ’ire

de askerler tarafından ahz u gasb u gârât edilmisdir. Hâsılı envâ‘-ı iskence ve darb,

93

nehb [ü] gârâtla silâh taharriyâtı hiç bir devlet kânûnunca tecvîz olmadıgı hâlde

Yunan kânûnunca mesâg var mıdır? Yoksa Yunanlılardan intizâr ve istizhâr etdigimiz

adâlete ve haklarında bir çok zaman elden geldigi mertebe icrâ olunan mu‘âvenât ve

irâ’e-i teshîlâta karsu ahâlîmizi sopadan geçirmek sûretiyle irtikâb edilen tazyîk ve

mücâzât kendü zu‘mlarınca bir mükâfât mıdır? Hânelerin taharriyâtı ve bir çok zevât-ı

bî-günâhı yerlere, döseklere serdikden sonra yapılan bunca -artık mezâlim daha

dogrusu Engizisyon mezâlimi mertebesine varan zulm ve ta‘addiyât diyecegiz- az

gelmis de mu‘teberân-ı ahâlîden ve kısmen dayak yiyenlerden on üç kisi de ip ile

baglanarak leylen karyeden gece açıkda ve kırda Kapukaya mevki‘inde

geçirtdirildikden sonr[a] gûyâ i‘dâm cezâsına ta‘yîn ve icrâ etdirmek içün tahte’l-hıfz

Gemlik Yunan Kumandanlık Dâ’iresi’ne teslîm edilmis iseler de zâten bî-cürm ve

nâmûslarıyla yasamıs olan zevât-ı mûmâ-ileyhim hemân tahliye olunmus olmaları

köyde yapılan mu‘âmelât-ı zecriyye ve tahkîriyyenin haksızlıgına bir burhân-ı celî ve

kat‘î degil midir? Bundan baska efrâd-ı askeriyye hayvanlarıyla berâber bag ve

bagçelerimizi tahrîb ederek fukarâ ahâlî bu sene üzüm mahsûlünden ve escârdan

ugradıkları zarâr ve hasârât pek az[î]mdir. Ahâlî çokdan beri bag ve bagçelerine

gidememekdedir. Hulâsa medeniyet ve adâletle mütehallık oldugu[nu] isiddigimiz

Yunan zâbitân ve efrâdının hakkımızda revâ gördükleri bunca harekât-ı

kânûn-sikenânelerinden bîzâr kaldıgı ve Gemlik sosesi üzerinde on bes günden berü

elli kisi gâ’ib ve ifnâ edildikleri tahakkuk ve hattâ gâ’ib ve daha dogrusu ihtirâsât

zamânına kurbân olan eshâs-ı ma‘sûme miyânında üç aylık gelin ve bir de on bes

yasında bâkire kız ve bir kadının dahi hayât ve memâtlarından bir gûnâ ma‘lûmât

olmadıgı gibi vücûdları ifnâ edilmisdir. Ve bu sûretle kazânın âsâyis ve muhâfazaya

me’mûr bulundukları hâlde igmâz-ı ayn ederek mücâsirleri cezâsız bırakılmakdadır.

Ahâlînin hattâ silâhlarını taharrî ve müsâderede gösterilen la-kaydâne harekâtdan

dolayı diyecek bir sey bulamıyoruz. Evvelce Yunan kumandanı tarafından harb

eslihasının teslîmi hakkında i‘lân ve tenbîhât üzerine mevcûd esliha teslîm edilmis ve

av tüfenkleri istisnâ edilmis idi. Binâ’en-aleyh hâdisenin ehemmiyetini ve yapılan

mu‘âmelenin derecesini anlamak, karye[ye] muhteliten bir hey’et-i kesfiyyenin

i‘zâmına mütevakkıf bulundugundan bilâ-imhâl îcâbât-ı serî‘anın icrâsı ve daha

ziyâde tahkîrât ve magdûriyete ma‘rûz bırakılmamaklıgımıza meydân verilmemesini

ve mütecâsirlerin tecziyesini ve alınan emvâl ve esyânın ashâbına i‘âde etdirilmesini

ve karyemiz merkez kazâya yarım sâ‘at mesâfede bulundugundan âsâyissizlikden

ahâlînin merkez kazâya inememekde oldukları gibi kat‘iyyen bag ve bagçelerine dahi

gidememekdedir. Bu hâl bir kaç gün daha devâm edecek olursa baskaca hâdisâta

meydân verilmis olacagı gibi ahâlî kat‘iyyen silâhdan tecrîd edildigi cihetle Hüdâ

ne-kerde Ermeniler tarafından bir yangın ve baskaca bir sû‘-i kasda ma‘rûz ve mahsûs

bulundugumuzu umûm ahâlî nâmına arz ve istirhâm ile bâb-ı adâletlerine ilticâya

mecbûr olduk efendim.

94

Fî 29 Agustos sene [1]336

Gemlik Kazâsının

Umurbey Karyesi _mâmı

Mühür

Muhtâr

Müsta‘fîdir

‘zâlar

Hacı Osman

oglu Ahmed

Yusuf Aga Dursun

Efendi

Bekir Aga

Mü‘ezin

oglu

Mehmed

Osman

Çavus

Hacı Galib

Hüseyin

Çavus

Mehmed

Kâni

Kürd Tâhir

_mâm

Osman

Koca

Ahmed oglu

Sevket

Efendi

Maho'nun

Mustafa

Edhem Bey

oglu Hakkı

Bey

Silâh taharrî esnâsında Yunan zâbitân ve efrâdı tarafından

sirkat olunan nukûd ve esyânın cins ve miktârıyla

esmânını mübeyyin cedveldir.

Gurus Sirkat olunan esyâ Esâmî

500

200

1000

2000

Gümüs tütün tabakası

Gümüs islemeli agızlık

Gümüs islemeli zî-kıymet omuz

havlusu

1 gömlek, 1 sarsaf [çarsaf], 5 el

havlusu, 2 yaglık

Çavus oglu Mehmed Efendi kerîmesi

Kevser Hanım

8000

5000

Altun üzerine bir çift elmas küpe

Altun üzerine elmas yüzük

Abidin Halil oglu Ahmed Efendi

4000 5 aded zî-kıymet yaglık çevre Daglı oglu Osman

270 2 kibrit kutusu, 2 kıyye sabun, 1 kamçı Vezir oglu Mustafa

1500

800

1 kadın sâ‘ati: gümüs üzerine altun

yıldız islemeli

4 aded ulama çevre

Giridli'nin Mustafa Efendi

3000 Mücedded iki çift fotin Hâfız Galip oglu Talat Efendi

95

1800

800

1500

1000

150

Üç çift yeni kadın iskarpini (çift: 3)

Bir çift parlak tulumbacı kundurası

Bir fener, bes kıyye kösele

Bir aded dana derisi, bir çift kalıp

(Kalıp makineli tüfenk bölügü

efrâdından kunduracıda)

1 keser, 1 destere, 1 çift kadın çorabı

Hacı Gâlib'in üveyi oglu Kunduracı

Mustafa

2500 _ki aded gümüs sâ‘at (aded: 2) Emme(?) Osman

500 Bir aded gümüslü hacı tesbîhi Köse'nin Hâfız Râif Efendi

350 _ki aded _ngiliz çakısı ve tesbîh Tahsildâr'ın Ali

500 _ki aded el havlusu, yüz yumurta _mam Veli'nin Abdullah

2500 _ki aded bilek sâ‘ati 1 kordonlu sâ‘at Himmet'in Osman

1500 Mücedded bir takım setre pantolon Bevvâb Osman'ın _brâhim

200 Muska kılıfı Himmet'in Mustafa

6000

500

500

1 aded elmas sâ‘at ignesi , 1 elmas

kopça

Üç kıyye tütün, 1 bakır sigara kagıdı

kutusu

Bir yük karpuz

Koca Mustafa oglu Ali bey

7000 Bir aded altun sâ‘at köstegi Çavus oglu Mehmed Efendi oglu

Ahmed

53570 Yekûn

400 Bir aded sedef tesbîh Gürcü Yusuf Aga

300 Bir aded berber saç makinesi Gürcü Yusuf Aga kâ’in-birâderi

Muhiddin

5000 Nakid Tüccâr Ömer'in Ali Aga

350 1 _ngiliz terzi makası, 1 tesbîh

Nalband Alâeddin Usta

5000 Bir aded dürbün Hacı Ahmed Bey oglu Enver Efendi

1500

1700

350

300

Nakid gümüs pare

Bir çift mücedded fotin, 10 çift çorap, 2

aded havlu

Bir kıyye tütün, 80 aded yumurta

Mülâzıma verilen sarsaf [çarsaf]

Bezzâz Hacı Râif

96

2000 4 aded tahta üzerine baglık isleme

uçkur

Mevâzîn Halil oglu Ahmed

10000

3500

Altun ma‘a kordon sâ‘at

Altun zînet besi birligi

Balta Mehmed Aga

3300 Nakid Hacı Mustafa dâmâdı Bakkal Ahmed

Efendi

2000

10000

1 aded gümüs bilezik, 1 aded altun

yüzük

1 çift altun üzerine elmas küpe

Tahsildâr Salih Efendi

500 Kumas mintan Hacı'nın Ali zevcesi Fevziye Hanım

200 Kamçı Koca Mustafa'nın Ali Bey dâmâdı

Mustafa

5000

10000

1000

60000

10000

4000

3000

1500

On aded Osmanlı altunu

Bir aded ma‘a altun kordon sâ‘at

Bir aded gümüs tütün tabakası

Otuz aded gümüs ve altun islemeli

yaglık

On aded tahta uçkur baggı

Otuz aded tel makara, 1 aded gümüs tel

makara, 10 çift yün çorab

1 aded ipek yatak sarsafı, 4 hamam

takımı havlu

Dörd aded yatak sarsafı, 1 altun yüzük

Hacı Nuri'nin Mehmed Aga

7000 Sekiz aded gömlek, on aded çevre

isleme, ma‘a kordon sâ‘at

Gürcü Yusuf Aga

1200

240

Bir aded cep sâ‘ati

_ki aded ustura

Laz Dervis Dayı Dâmâdı Yusuf Efendi

300

5000

1000

Dörd aded sîm Mecîdiye

Bir aded elmas yüzük

Bir aded altun yüzük

Gemlik Evkâf Me’mûru Fuad Efendi

2500

10

Ma‘a kordon sâ‘at

Gümüs pâre

Halid Pehlivân oglu ismail

21172

0

Yekûn

97

Gemlik Kazâsının Umur Bey Karyesi _mamı

[ve ihtiyar hey’eti a‘zâlarının mühürleri]

BOA. HR. SYS. 2618/44

32

DEMİRCİ’Yİ İSGAL EDEN YUNANLILARIN ERMENİLERLE

RLİKTE YAGMA, TECAVÜZ VE KATLİÂMA GİSKLERİ

Yunan isgal kuvvetlerinin, Demirci’ye girdikden sonra soyulmadık

dükkân ve magaza, kapısı kırılarak girilmedik ev bırakmadıkları, para,

mücevherat ve ise yarayan esyaları gasbedip begenmediklerini kırdıkları,

kadın ve kızlara ailelerinin gözü önünde tecavüz ettikleri, Demirci’ye

baglı Viran ve Küçükoba köylerinde yirmi iki Türkü keyif için süngü ve

kursunla katlettikleri, harmanlardaki demetleri hayvanlara yedirdikleri,

Serçeler, Akdere, Hocalar, Bozköy köylerini tamamen tahrip edip

yaktıkları, Yenice köyünde esrâftan Halil Aga’nın çiftligini yakarak esya

ve hayvanlarını gasbedip kendisini öldüresiye dövdükleri, Borlu nahiyesi

Müslüman halkını göç ettirip esyalarını yagmaladıkları, dükkânlarına

Hıristiyanları yerlestirdikleri, kaymakam vekilinin resmî sikayeti üzerine

bütün bu zulümleri aralarına karısan dört yüz kadar Ermeninin yaptıgını

ileri sürdükleri, ancak bunun dogru olmayıp müsterek çalıstıklarının

bilindigi.

21 Eylül 1920

Sûret

Yeryüzünde Allah'dan gayrı hiç bir hâmîleri olmayan isgâl menâtıkındaki ahâlî-i

_slâmiyyeye karsı Yunan asâkir-i nizâmiyyesi tarafından yapılan senâ‘at ve fecâyi‘

hakkında olup Yunan medeniyet ve mefkûresini sarâhaten irâ’e edecek olan su

raporumu, her dürlü milliyet, ihtirâsât ve hissiyâtını unudarak elim vicdânım üzerinde

oldugu hâlde sâdece magdûrîn ve mazlûmîne acıyan bir insan sıfatıyla yazmaga

basladım:

99

Zîrde arz u beyân edecegim vakâyi‘ yapılan fecâyi‘in belki onda birini bile teskîl

etmez. Ben yalnız misâl olarak yapılanlardan bes on dânesini ve fakat müsahhas,

zaman ve mekân ta‘ayyün ederek muhtasaran bildirecegim. Yapılacak sathî bir

tahkîkâtda, söylediklerimden bir dânesinin kizbi tahakkuk eder ise nâmûssuzlukla

teshîr olunmaga râzıyım.

1- Yunanlılar ile sehir hâricinde vukû‘bulan hafîf bir müsâdemede Demirci'de

bulunan Çerkes Edhem Bey çetesi kâmilen firâr etdikden sonra Yunanın bir fırkadan

ibâret olan kuvâ-yı isgâliyyesi fî 4 Agustos sene [1]336 Çarsamba günü ba‘de'z-zevâl

sâ‘at altı râddelerinde sehre girmis; o gün ve o gece sükûnetle geçmisdir. Ertesi günü

safakla berâber meskenlerinde dûçâr-ı tecâvüz olan ahâlîden çoluk çocuk, kadın ve

erkeklerin etrâfda medîd akisler bırakan istimdâd âvâzeleriyle âh u figânları sehrin her

tarafından isidilmisdir. Çünki, sabâhleyin gün dogar dogmaz asker bi'l-iltizâm sehir

dâhiline saldırılarak çarsuda yagma edilmedik hiç bir magaza ve dükkân

bırakılmamıs, kapular kırılmak sûretiyle girilmedik hiç bir hâne kalmamısdır. Magaza

ve dükkânlardaki emvâl ve esyânın ise yarayanları tamamiyla ahz u gasb olunmus,

götürülemeyen kısmı da sokaklara saçılıp çignenmisdir. Hânelerden de kıymetli es

ve nukûd-ı mevcûde-kadınların parmak ve kulaklarındaki yüzük, küpelere varıncaya

kadar- alınmıs ve mahzâ Türkleri ızrâr maksadıyla ayna, konsol gibi seyler tamamiyle

tahrîb olunmusdur. Bu hâl hiç bir mâni‘aya tesâdüf etmeksizin tamam üç sâ‘at devâm

etmisdir.

2- Bu yagma-gerlik sırasında Demirci kasabasının Pazar mahâllesinden

Mahkeme-i Serî‘a Baskâtibi Hâfız Mehmed Efendi'nin hânesine giren yedi kisilik bir

müfreze-i askeriyye tarafından mûmâ-ileyhin on dört yasında Hacer ismindeki

kerîmesi ebeveyni muvâcehesinde cebren bikri izâle edilmek ve her biri tarafından

ayrı ayrı fi'l-i senî‘ icrâ olunmak sûretiyle dûçâr-ı tecâvüz olmus; kerîmesini

kurtarmak isteyen zavallı peder, dibçikler ile sedîden darbolunarak kolu dahi

kırılmısdır.

3- Kezâlik Pasaoglu Mehmed'in zevcesinin de bir müfreze-i askeriyye

tarafından ırzına tecâvüz edilmisdir.

4- Bunlardan baska gerek kasabada ve gerek köylerde bir çok kadınların,

kızların ırzlarına ta‘arruz olunmusdur.

5- Kasabaya üç sâ‘at mesâfede vâki‘ Viran karyesinde on altı erkek, zâbit

kumandasındaki bir müfreze tarafından karye hâricine çıkarılarak keyf içün süngü ile

öldürülmüslerdir.

6- Küçükoba karyesinden altı Türk genci kursunla katledilmisdir.

100

7- Gerek kasaba kenârlarında ve gerek kurâda bulunan harmanlarda mevcûd

olan demetler kâmilen kaldırılarak hayvanlara yedirilmis ve malını muhâfaza etmek

isteyenler bî-rahmâne öldürülmüsdür.

8- Kasabaya tâbi‘ Akdere, Serçeler, Hocalar, Bozköy kâmilen yakılarak emvâl

ve esyâları yagma edilmisdir.

9- Yenice karyesinden ve esrâfdan Halil Aga'nın çiftligi yakılmıs; hayvanât ve

esyâsı gasbolunmusdur. Kendisi de tehlikeli sûretde darbolunmusdur. Mûmâ-ileyhin

simdi vefât etmis olması agleb-i ihtimâldir.

10- Demirci ile Sâlihli arasında -o zaman Yunan fırka merkezi idi- Borlu

nâhiyesindeki ahâlî-i _slâmiyye tehcîr edilerek emvâl, esyâ ve hayvanâtı yagma

olunmus; dükkânlarına Hıristiyân ahâlî ikâme edilmisdir.

11- Demirci Reji Me’mûru _brahim Efendi'nin üzerindeki nukûdu alındıkdan

sonra kendisi fenâ halde darbolunmus ve sol kulagı kesilmisdir.

12- Ahz-ı Asker Su‘be Kâtibi Sevki Efendi, Yunan asâkiri tarafından

mükerreren darbolunmus ve Borlu'da â’ilesine iki Yunan zâbiti tarafından ta‘arruz

olunmus ise de mûmâ-ileyhin refâkatinde bulunan yerli Hıristiyanlardan Helvacı

Kostantin'in zevcesi "bizim ırzımıza çeteler bile tecâvüz etmedi, bu senâ‘ate nasıl

oluyor da bir hükûmetin resmî üniformalı zâbitânı irtikâb ediyor, emîn olunuz ki sizi

en büyük kumandanlarınıza gider, ben sikâyet ederim" diyerek feryâdı basmasıyla

emellerine muvaffak olamadan gitmislerdir.

13- Bütün bu vakâyi‘ hakkında Kâ’im-i makâm Vekîli _smail Hakkı Bey

tarafından fırka kumandanlıgına sûret-i resmiyyede sikâyet olunarak bu bâbda

tahkîkât icrâsıyla muktezâ-yı a‘deletin îfâsı taleb olunmasına karsı bir sey

yapılamamıs ve yalnız bu fecâyi‘[i] Yunan askeri arasında gönüllü Ermenilerin

yapdıgı beyân olunarak tefrîk olunan dört yüz kadar Ermeni, silâhlarından bi't-tecrîd

geriye gönderilmis ise de hadd-ı zâtında bütün bu isler Yunanlılar ile müsterek

yapılmakda olup Ermenilerin bu sûretle geri gönderilmeleri mahzâ kabâhati bunlara

atfetmek ve zu‘mlarınca Yunan askerini tebriye etdirmek maksad-ı mugfilânesine

müstenid bulunmusdur.

21/Eylül/[1]336

Demirci

Jandarma Bölügü Kumandanı

ve Mülâzım-ı Evvel

Nazmi

101

Serî‘an komiserlere nota tastîri ve notadan altı sûret ihrâc edilerek makâm-ı

nezârete tevdî‘i. Fî 7 Tesrîn-i Sânî sene 1336

21 Eylül sene [1]336 târîhinde Umûm Kuvâ-yı _’tilâfiyye Polis Kumandanı

"Haru"ya verilen rapor sûreti

BOA. HR. SYS. 2621/23

33

BATI ANADOLU’YU İSGAL EDİP MÜSLÜMANLARI KATLEDEN VE

ÇAPULCULUK YAPARAK ZENGİN OLAN YUNANLILARA KARSI

LLEMEDE BULUNULMASI GEREKTİ

izmir’den baslayarak Balıkesir, Bursa ve Usak’ı isgal eden ingiltere

ve Fransa destekli Yunanlıların rastgeldikleri hayvanları toplayarak

adalara naklettikleri, silah arama bahanesiyle girdikleri evlerden kıymetli

esyalara el koydukları, birçok Müslümanı vahsice katlettikleri, savas

tazminatı adı altında ahaliden zorla para topladıkları, Türkleri soyarak

ve çapulculuk yaparak zengin olan Yunanlılara ve onların müttefiklerine

karsı misillemede bulunulması gerektigi hakkında Bursa mebusu

Operatör Emin Bey tarafından verilerek kabul edilen takrir sureti.

6 Ekim 1920

Büyük Millet Meclisi Riyâseti

Baskitâbet

Zabıt Kalemi

Aded: 380/903

Numara: 152

Ankara

5/10/[1]336

Hey’et-i Vekîle Riyâset-i Celîlesine

102

Ecnebîlerin îkâ‘ etdikleri zararlara karsı ittihâzı lâzım gelen tedâbîre dâ’ir Bursa

meb‘ûsu Operatör Emin Bey tarafından verilerek 78'inci ictimâ‘da hey’et-i celîlelerine

tevdî‘i takarrur eden takrîr sûret-i musaddakası leffen takdîm edildi efendim.

6/10/[13]36

Büyük Millet Meclisi ikinci Re’îs

Vekîli

imza

Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyâseti

Kalem-i Mahsûsu

Ankara

[1]336

Sûret

Riyâset-i Celîlesine

Düvel-i _’tilâfiyye'den _ngiliz ve Fransızların tesvîkiyle ve hiç bir hakka istinâd

etmeksizin _zmir'den baslayarak Balıkesir, Bursa ve Usak havâlîsine kadar yayılan

Yunanîlerin, isgâli müte‘âkib rastgeldikleri hayvanât ve mevâsîyi önlerine katarak

adalara nakleyledikleri gibi isgâl sâhalarında silâh taharrîsi bahânesiyle emâkin-i

husûsiyye ve resmiyyeye tecâvüz ederek zî-kıymet gördükleri kâffe-i esyâyı ahz u

gasbetmekde oldukları ve tazmînât-ı harbiyye nâmıyla ahâlîden bir çok pâre

topladıkları ve bir çok bî-günâh eshâsı katl ü ifnâ eyledikleri (ki bunları Adana

havâlîsinde de Ermeniler yapmakdadırlar) nazar-ı i‘tibâra alınursa Türk milletinin

bi'l-hâssa Yunan isgâlinden dolayı ma‘nen ve mâddeten ne kadar mutazarrır oldugu

vâbeste-i arz u îzâhdır. Denebilir ki Yunanîler su gasb u gâret dolayısıyla gerek Harb-i

Umûmî esnâsında ve gerekse mütârekeden sonra icrâ eyledikleri kâffe-i masârif-i

askeriyyeyi, kâffe-i ma‘ârif-i askeriyyeyi ma‘a-ziyâdeten ve bizim zararımıza olarak

telâfî ve tazmîn eyledikden baska bir çogu da servet sâhibi olmuslardır. Ve yine iddi‘â

olunabilir ki Yunanlıların bilâ-lüzûm topraklarımızda muhârebeyi idâme etdirmesi

esbâbından biri de Kurûn-ı Vustâ’î bir zihniyetle çapulcu[lu]klarını tezyîd maksadına

ma‘tûfdur. Benâberîn servet-i milliyyemizin azîm ve mühim bir kısmını ve bir çok

dindâslarımızı mahv ü ifnâ eden ve etmekde bulunan _ngiliz, Fransız ve Yunanlılara

karsu mukâbele-i bi'l-mislde bulunmak zamânı gelmis ve belki de geçmisdir. Gerek

katl ü ifnâ edilenlerin diyeti ve gerekse mâlen îkâ‘ edilen zararlar mukâbili olmak üzre

lede'l-hesâb evvel-i emrde düvel-i mezkûreye â‘id olmayup memleketimizde bulunan

kâffe-i mü’essesât-ı ilmiyye ve sınâ‘iyye ve dîniyyesi zabt ve bunlar kifâyet etmedigi

takdîrde Düyûn-ı Umûmiyye'den olan borçlarımız tenzîl ve bir de kifâyet eyledigi

103

takdîrde düvel-i mezkûre tebe‘asına â’id olup memleketimizde olmayan kâffe-i emvâl

ve emlâkiyyenin müsâderesi sûretiyle zararlarımızı telâfî mecbûriyetinde kaldıgımızı

dost veya düsman bi'l-cümle düvel-i ecnebiyye-i mütemeddineye teblîgi veyâhud buna

mümâsil bir hatt u hareket ittihâzı içün hey’et-i icrâ’iyye[ye] havâle buyurmanızı

teklîf ederim.

3/10/[13]36

Bursa Meb‘ûsu

Operatör Emin

Aslına mutâbıkdır

Fî 7/10/[13]36

BCA. 030 10 5 28 8

34

BALIKES_R, BANDIRMA, ERDEK, SOMA, ORHANGAZ_ VE

GEML_K’TE _SGALC_ YUNANLILARIN ERMEN_ VE RUMLARLA

B_RL_KTE MÜSLÜMANLARA YAPTIKLARI MEZÂL_M

Yunanlıların isgal ettikleri Balıkesir, Bandırma, Erdek ve Soma’da

barıs anlasmasına aykırı faaliyetlerde bulundukları; Osmanlılık adına ne

varsa yok etmeye çalıstıkları, Müslümanları, ticaret hayatından koparmak

için ithalat ve ihracat yasagı koydukları, hükümet konaklarına Yunan

bayragı çekip Türk memurlara görevden el çektirdikleri, iskence, katliâm,

ırza tecavüz, mal gasbı olaylarının her an yasandıgı, Yunan milletinin

esas tabiatı olan hırsızlıkla Müslümanların ellerindeki her seyi çaldıkları,

babasının gözleri önünde evladına tecavüz ettikleri, Osmanlı

mahkemelerinin islemez duruma geldigi, hukuk davalarına papaz

baskanlıgında bir kilise heyetinin baktıgı, Orhangazi’de Müslümanlardan

toplanan silahların Ermeni ve Rumlara dagıtıldıgı, genç kadın ve kızların

daga kaldırılıp erkeklerin tevkif olunarak meçhul yerlere götürüldügü,

kadın, çocuk demeden katliâm yapıldıgı, Orhangazi’ye baglı Tutluca,

Pasayaylası, Bayırköy köylerinin yakılıp ahalisinin öldürüldügü, yine

Gemlik’te de büyük katliâm yapıldıgı ve Orhangazi’ye kaçmakta olan çok

sayıda Müslümanın yolda sehit edildigi, birçok köyün yagmalanarak

104

yakıldıgı ve katliâmdan kurtulabilenlerin mülteci durumuna düsgü

hakkındaki raporlar.

27 Ekim 1920

Umûm Jandarma Kumandanlıgı Cânib-i Âlîsine

_zmir Hükûmet Konagı'nın Yunanîler tarafından isgâli üzerine alay, almıs

oldugu emre tevfîkan 21 Agustos [1]336 târîhinde Balıkesir'e hareket eylemis ve

bendeniz de kâ’im-i makâm Karositi Beyle Mösyö Gilber refâkatinde olarak

mûmâ-ileyhimin, bir müddet içün _zmir'de ikâmetim husûsunda Hükûmet-i

Yunaniyye'den almıs oldukları müsâ‘ade üzerine _zmir'de kalmıs idim. Alayın

hareketinden bir hafta sonra ya‘ni 29 Agustos [1]336 târîhinde Balıkesir Alayı'nın

vaz‘iyetini anlamak üzre _zmir'den hareket eden Mösyö Gilber ile _zmir'den infikâk

eyleyerek Balıkesir, Bandırma, _stanbul, Erdek ve Soma'ya azîmetle ahîren _zmir'e

avdet eyledim. Mûmâ-ileyhin teftîsâtı esnâsındaki istihbârâtım ve müsâhedâtım

ber-vech-i âtî mufassalan arzolunur: Öteden beri Yunânîlerin Sulh Konferansınca ve

bes sene müddetle Hükûmet-i Yunâniyye'ye terkedilen mıntıka dâhilindeki ahâlî-i

_slâmiyyeye karsu ittihâz ve kemâl-i mahâretle tatbîk eyledikleri usul-i imhâ, isbu

ordunun ahîren isgâl eyledigi tekmîl menâtıkda daha vâsi‘ bir teskîlât ile tatbîk

edilmekde ve isgâl eyledikleri her sehir veya kasabayı sûret-i kat‘iyyede

Yunanlılasdırmak ve girdikleri yerden bir daha çıkmamak husûslarında her dürlü

vâsıtaya mürâca‘at eylemekdedirler. Yunan ordusunu terkîb eden hey’et-i zâbitân ve

efrâd her girdikleri yerde en evvel Osmanlılık nâmına her ne varsa imhâ ve

Yunanlılıgı temsîl edecek âsâr vücûda getirmege baslıyorlar. Her hangi sehir veya

kasaba Yunanîler tarafından isgâl olundugu vakit idhâlât ve bi'l-hâssa ihrâcâtın

men‘edildigi siddetle i‘lân ediliyor ki bundan maksad-ı esâsî Müslümanları ticâretden

men‘ ile hayât-ı iktisâdiyyeyi yalnız Rumlara tahsîs eylemekden ibâret oldugu âsâr-ı

kat‘iyyesiyle müberhendir. Balıkesir'in isgâli esnâsında idâre-i husûsiyye-i livâya â’id

olarak zirâ‘a berây-ı tevzî‘ celb ve Balıkesir'de iddihâr edilen zirâ‘at makinelerini bile

ganâ’im-i harbiyyeden addederek zabt ve Yunanistan'a sevkeden bir ordu kumanda

hey’etinin ne gibi hesabât ile mütehassis oldugu sâyân-ı tedkîk olsa gerekdir.

Sulh mu‘âhedenâmesi mûcebince Yunan mıntıkası hâricinde kalup bugün

Yunanîlerce muvakkaten mesgûl bulunan me’mûrîn-i muhtelife-i Osmâniyye'nin

kemâ fi’s-sâbık îfâ-yı vazîfe edecekleri ve Yunan ordusunun çeteleri te’dîb etmege

me’mûr oldugu mükerreren i‘lân edilmis ve hattâ Yunan Fevka'l-âde Komiseri

_steryadis ordu tarafından isgâl edilen Balıkesir, Alasehir, Bandırma gibi büyük sehir

ve kasabalara bi'z-zât azîmetle bu husûsda vukû‘bulan beyânât-ı mükerrere-i

105

 

 

 
EŞME KÖYÜ GEYVE TARİH
 
 


Muhacır diye küçümsenenler tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlardır,yani Düşmanla Sonuna Kadar Düğüşenlerdir; Çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendini feda edenlerdir ve düşman karşısında kaçmak,çakilmek nedir bilmeyenlerdir. MUHACİRLER kaybedilmiş ülkemizin milli hatıralarıdır... M. KEMAL ATATÜRK
17/01/1931:

Dağda üç beş koyun sürüsü, Tutturmuş bir kürdüstan türküsü, Eline almış bayrak diye bir masa örtüsü , Satsan beş para etmez ne ölüsü ne dirisi, Soyu soysuz olan sensin toprak senin neyine, İte itlik yapıp kafa tutma beyine, Anlasa dedigimi sokaktaki kopek aglar haline , Duy ulan soysuz Duy, ’’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’ ........................................................................................................................................................................................................................................ Kim demiş Avrupa insanı medeni? Ne edep var ne haya, çırılçıplak bedeni. Medeniyet dediğin açmaksa bedeni, Desene hayvan bizden daha medenî..
ONLAYN KİŞİ SAYISI
 
 
Sitemiz açılalı toplam 49462 ziyaretçi (89562 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol