EŞME KÖYÜ GEYVE TARİHİ SİTESİ EŞME BARAKA BİBERCİ AHMET AGA VATAN MİLLET SAKARYA eşme köyü geyve
   
 
  15-KATLİAMVE ZULÜM(kör apostol'un yaptığı katliamlar)

 


YALOVA, GEML
İK VE ORHANGAZİ’DE YUNANLILARIN RUM VE

ERMENİ ÇETELERİYLE BİRLİKTE MÜSLÜMANLAR’I KATLEDİP

MALLARINI YAGMALADIKLARI

Yalova, Gemlik ve Orhangazi kazalarına baglı köylerde, Müslüman

halka karsı yapılan zulüm nedeniyle, tutuklanan sahısların

muhakemelerinden, Yalova’nın isgali sırasında Yunanlıların, Müslüman

halktan zorla topladıkları silahları yerli Rum ve Ermenilere dagıttıkları,

Rum ve Ermenilerden olusan çetelerin Müslümanların ırz ve namuslarına

tecavüz ettikleri, ihtiyar, çocuk, kadın ayırdetmeksizin halkın bir kısmını

kayıklara bindirip denizde bogdukları, bir kısmını karada katlettikleri,

büyük bir kısmını da evlere doldurup yaktıkları, mal ve esyalarını

gaspettiklerinin anlasıldıgı.

4 Agustos 1921

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

idâre-i Umûmiyye-i Dahiliyye Müdîriyeti

255

Umûmi: 25333 H.U.M

Husûsi: 526 Yunan harekâtı

Hâriciye Nezâret-i Celîlesi Cânib-i Âlîsine

Ma‘rûz-ı çâkerleridir

Yalova ve Gemlik ve Orhangazi kazâlarına merbût kurâ ahâlî-i _slâmiyyesine

karsı îkâ‘ olunan mezâlim ve fecâyi‘den dolayı taht-ı tevkîfe alınmıs olan eshâs

hakkında cereyân eylemekde olan muhâkeme ve tevkîfât esnâsında Yalova'nın

Yunanîler tarafından isgâlinden sonra siddetli ve serî‘ taharriyâtla ahâlî-i _slâmiyyenin

silâhları, cem‘ ve dercedilerek yerli Rum ve Ermenilere tevzî‘ olunmus ve bu sûretle

yüz bularak kesb-i kuvvet eden yüzlerce Rum ve Ermeniden mürekkeb çetelerin,

ahâlî-i _slâmiyyenin hey’et-i umûmiyyesi üzerine bi'l-hücûm Yunan kuvve-i

isgaliyyesinin gözü önünde bî-çâre ahâlînin genç, ihtiyâr ve kadın ve çocuk tefrîk

edilmeksizin kısmen yelkenli kayıklara bi'l-irkâb denizde gark ve kısmen karada katl

ve ifnâ ve bir kısm-ı küllîsi de bir hâneye doldurulup ihrâk edilmek sûretiyle mahv ve

ifnâ ve emvâl ve esyâları nehb ü yagma ve ırz ve nâmûsları hetk ve köyleri ihrâk

edilmis oldugu müdde‘î ve müstekîlerin beyânâtına inzimâm eden müte‘addid

suhûdun sehâdâtından anlasıldıgı idâre-i örfiyye bir numaralu Divân-ı Harbi

Riyaseti'nin is‘ârına atfen Harbiye Nezâret-i Celîlesinden makâm-ı sâmî-i Sadâret-i

Uzmâ'ya bi't-takdîm havâle buyurulan tezkirede bildirilmekle beyân-ı ma‘lûmât

olunur. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

Fî 29 Zilkâde sene [1]339 ve

Fî 4 Agustos sene [1]337 Dâhiliye Nâzırı

Nâmına Müstesâr

Bende

_mza

BOA. HR. SYS. 2627/2

76

YUNANLILARIN TRAKYA’DAKİ MÜSLÜMANLARA

YAPTIKLARI MEZÂLİM RAPORLARI

Yunanlıların Trakya’da Rumları zorla askere aldıkları,

Makedonya’da _slâm, Musevî ve Ermenilerden bedel-i nakdi istedikleri,

Trakya Cemiyeti _htilal Komitesi azası oldukları iddiasıyla Lüleburgaz

müftüsüyle beraber dört Müslümanın idam edildigi, Hayrabolu

müftüsüne, ayagına ip baglanarak yerde sürüklemek suretiyle, iskence

yapıldıgı, Çerkesköy’de genç Müslüman kadınlara tecavüz edildigi, yine

Çerkesköy’de tutuklu bir Müslümanın bogazına kaynar su dökülerek,

Mandralı Hâfız Cemal Efendi’nin avucuna ates konarak öldürüldügü,

256

Uzunköprü’nün Hamidiye köyünde bir Müslüman kadının kocasına ait

silahların yerini söyletmek için ayaklarından asılarak ateste yakıldıgı,

yine Silivri’nin Seymenler köyü birinci ve ikinci muhtarlarının da sözde

Türk çetelerin yerlerini söyletmek için iskence yapılıp dövüldükleri,

Kırkkilise ve Edirne hapishanelerinde mahbus Türklere iskence edildigi,

bazı mahpusların Milas adasına sürüldükleri, pekçok yerde esnafa

iskence edilip mallarının yagmalandıgı, Çorlu’da hapsedilen ve isimleri

tesbit edilen yirmi bir Türkün yapılan iskencelerden öldügü, Türklere

yapılan mezâlimi protesto eden Yunan milletvekillerinin tutuklandıkları,

Türklerin yaptıgı iddia edilen olaylar hakkında tahkikat yapan

Fransızların Türklerin masum oldugunu rapor ettikleri, Trakya’da Rum

nüfusun çogunlugunu saglamak amacıyla Müslümanlara yapılan

baskıların siddetlendigi, göçe baslayan Müslüman halkın yollarda

soguktan ve açlıktan daha perisan bir hale gelecekleri düsünülerek göçe

engel olunması gerektigi, Bulgar hududuna yakın yirmi bes Türk köyünün

abluka altına alınıp dısarı ile irtibatının kesildigi, Bulgar çeteleriyle

isbirligi yaptıkları bahanesiyle binlerce Müslümanın hapishanelere

tıkıldıgı ve yaralılar haricindekilerin agır islerde çalıstırıldıgı, bir çok

kisinin dayak ve iskenceden öldügü hakkındaki raporlar

14 Eylül 1921

Harbiye Nezâreti

J-3

Sark Hattı Askerî Komîserligi’nin 9/4/[13]37 târîh ve 194

numaralu raporu sûretidir.

Trakya ve Makedonya’da cereyân etmekde olan ahvâl hakkındaki istıtlâ‘ât ve

istihbârât ber-vech-i âtî arzolunur.

1- Yunanlılar Makedonya’da, _slâm, Musevî ve Ermenilerden bedel-i nakdî

kabûl etmekdedirler.

2- Trakya’da Müslümanların 21-31 yasında olanlarının belediyeden künyeleri

istenmisdir ve Rumlardan 35 yasına kadar olanlar askere da‘vet edilmislerdir. Kuvve-i

257

ma‘neviyyeleri bozulmus oldugundan da‘vete adem-i icâbetleri hasebiyle cebr ve

tazyîk ile celblerine karâr verilmisdir.

3- Sarkî Trakya’da siyâseten habsedilen yedi bin kadar Müslümandan ekserîsi

tahliye olundugundan el-yevm Edirne’de iki üç bin kisi kadar mevkûf bulunmakdadır.

Yunan Hükûmeti’nin yüzüncü sene-i devriyyesinde afv-ı umûmî i‘lân edilecekdir.

Yevm-i mezkûru tes‘îden Edirne’de taklar yapılmısdır.

4- Bir hafta mukaddem Hayrabolu müftîsinin ayagına ip baglanarak dereye

kadar sürüklenmek sûretiyle iskence edilmis, Tekfurdagı Meb‘ûsu Mustafa Neyyir

Bey bi'z-zât kazâ-yı mezkûre giderek müftî-i mûmâ-ileyhi alup Edirne vâlîsine

götürmüs ve ba‘de-mâ Müslümanlara ilisilmemesi içün emir verilmisdir.

5- Uzunköprü kazâsına tâbi‘ Hamidiye karyesinden bir _slâm kadını zevcinin

silâhlarını söylemesi maksadıyla tehdîden bacaklarından bir agaca asılarak donuna bir

kedi konulmus, altına yakılan atesin dumanıyla iz‘âc olunmusdur.

6- Mukaddemâ Çerkesköyü’nden tevkîf edilen Belediye Re’îsi Mehmed Aga,

tüccârdan Osman, Saraylı Halid, Kahveci Faik, inzibât-ı askerî me’mûru Mustafa

efendiler salıverilmisler ise de Mustafa’nın bogazına kaynarsu dökülmesi sebebiyle

vefât etmisdir.

7- Çorlu esrâfından Arnavud Ali ve Ziya beyler ile Bakkal Mustafa, Tüccâr

Emin, Reji me’mûru Feyzi, Çengel Çiftligi sâhibi Ziya ve Mehmed beyler ile müftî-i

belde ve daha kırk kisi habsedilmislerse de son günlerde ekserîsi tahliye olunmusdur.

8- Mektûblar umûmiyetle postahânede açılmakda, sansür edildikden sonra

kapadılmakdadır.

9- Son günlerde Ortaköy, Karabag, Kemâl, Doganca hudûdunda Bulgarlar ile

sık sık müsâdeme vukû‘ bulmakda, her gün dört bes mecrûh Edirne’ye gelmekdedir.

10- Yunan çeteleri tarafından der-dest olunarak götürüldügü vaktiyle arzolunan

Kadri Aga, Yunan Hudûd Kumandanlıgı’na götürülmüs, Istranca karyesi ve civârında

ne mikdâr asker ve çete kuvveti oldugunu ve bunların nerelerde oldugunu ve hangi

köylüler tarafından i‘âse edildigi, darb ve iskence sûretiyle sorulmus, bi’l-âhire

hudûd-ı Osmânî dâhiline bırakılmısdır. Berây-ı ma‘lûmât ma‘rûzdur.

Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dâ’iresi

Su‘be: 1

258

Numara: 1550

Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir ki,

Trakya _slâmlarına yapılan mezâlime ve husûsât-ı sâ’ireye dâ’ir olan istihbârât

hulâsası ber-vech-i zîr arz-ı huzûr-ı efhamîleri kılındı.

1- Bulgaristan'da mütesekkil Trakya Cem‘iyeti _htilâl Komitesi â‘zâsından

addedilen Lülebergos'da [Lüleburgaz] mukîm topcu mîralaylarından Mütekâ‘id

Mahmud, Süvâri Mülâzımı Murad, Lülebergos Müftîsi Eyüb, esrâfdan Arif Bey ve

efendiler i‘dâma mahkûm edilmislerdir.

2- Kırkkilise'den Doktor _smail Hakkı, meb‘ûslardan Nazmi, birâderi Hâfız

Halil ve Kafesci Ali ile Kızıldere'den Ahmed ve Ankara'ya seyâhat etdiginden dolayı

Mâlikzâde Süleyman Bey ve efendiler tevkîf edilerek Milas adasına sevkedilmislerdir.

3- Trakyalılara yapılan zulmü Müslümanlarla müsterek protestoda bulunan

Yunan meb‘ûsları da tevkîf edilmislerdir.

4- Mandralı Hâfız Cemal Efendi'nin avucuna ates koymak sûretiyle vefâtına

sebebiyet verilmis ve emvâl ve emlâkı müsâdere edilmisdir.

5- Yunanlılar tarafından tevehhüm edilen Türk çetelerinin gûyâ mevki‘lerini

söyletmek içün Silivri'ye tâbi‘ Seymen karyesi Muhtâr-ı Evveli Efrahim Aga

koltuklarından asılmak ve ayakları altına ates yakılmak sûretiyle ta‘zîb edilmis ve

Muhtâr-ı Sânî Hasan Aga dahi fenâ hâlde darbedilerek mahfûzan Fenar karyesine

gönderilmisdir.

6- Kırkkilise Müftî-i lâhıkı Âgâh, Arzuhalci Ömer efendiler ile Milyon Hasan

Aga, Trakya Müslümanlarına gelen mektûbların sansüründe Yunanla tesrîk-i mesâ‘î

etmek sûretiyle Yunan âmâline hidmet etmekdedirler.

7- Bulgaristan'ın muhtemel bir tecâvüzüne karsı Yunan hudûdları ba‘zı nukâtın

tel ö[r]güleriyle takviye edilmekde ve Midye taraflarına fazla ehemmiyet

verilmekdedir.

8- Trakya Müslümanlarının yakın bir âtîde askere da‘vet edilecekleri sâyi‘

bulunmakdadır.

Ber-vech-i bâlâ ma‘rûz mezâlim isim ve mekân tasrîhi sûretiyle tesbît

edilmekde oldugundan iktizâ edenler nezdinde tesebbüsât-ı mü’essire-i âsafânelerinin

sâyân buyurulması menût-ı re’y-i fehâmet-penâhîleri bulundugu ma‘rûzdur. Ol bâbda

emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

259

Fî 18 Sa‘bân sene [1]339 ve

Fî 27 Nisan sene [1]337 Harbiye Nâzırı

imza

Harbiye Nezâreti

Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dâ’iresi

Su‘be: 1

Numara: 1652

Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir ki,

Trakya'da ve hatt-ı fâsıl civârlarında Yunanîler tarafından irtikâb edilmekde olan

mezâlim vesâ’ireye dâ’ir olan istihbârât hulâsası ber-vech-i âtî arz-ı huzûr-ı

fehâmet-penâhîleri kılınur:

1- Bir aydan beri trenle gelüp giden yolculardan genç muhadderât-ı _slâmiyye

birer bahâne ile Çerkesköyü'nde indirilerek Yunan zâbitân ve askeri tarafından cebren

ırzlarına tecâvüz edilmekdedir. Bu miyânda 26 Nisan sene [1]337 târîhinde Fatih'de

Nisanca'da Ovazzâde mahallesinde iki numaralu hânede ikâmet etmek üzre

Edirne'den gelmekde olan Neyyire ve Edibe hanımlar Çerkesköyü'nde trenden

indirilerek ve uzunca boylu sarısın bir Yunan zâbiti tarafından hilâf-ı nâmûs teklîfâtda

bulunularak ismini bilmedikleri bir köye gönderilmislerdir. Ertesi gün hanımlar trene

irkâb edilirken, Çerkesköyü'nde alıkonulduklarını ve sebkeden nâmûs-sikenâne

mâcerâyı söylememeleri lüzûmu mezkûr zâbit tarafından kendilerine ihtâr edilmisdir.

Hanımlar hakkında bu gibi mu‘âmelelerin tekessür etmekde oldugu Çerkesköy

istasyon me’mûrlarından isimleri mazbût olan bir iki kisinin sehâdet ve ifâdâtıyla da

kesb-i kat‘iyyet etmekde oldugundan bu gibi tecâvüzât-ı senî‘anın men‘i netîcesine

kadar muhadderât-ı _slâmiyyenin isbu tarîkle seyâhatlerinin men‘i menût-ı re’y-i

fehâmet-penâhîleri bulunmakdadır.

2- Edirne Tevkîfhânesi'nde bulunanların kâfile hâlinde hârice sevkine baslanmıs

ve on altı mevkûf, birinci posta ile Milas adasına teb‘îd edilmisdir. Sofulu esrâfından

Sâkir Agazâde Veli, Ovaköy esrâfından Hacı Mehmed Efendizâde Hakkı efendiler bu

postadadır. Edirne esrâfından Cevâd, Tekfurdaglı Ali, Kemahlı Hüseyin, Yüzbası

Kemâl Bey bin Veli, Mülâzım-ı Evvel Cemil, Çorlu Müftîsi Saban, Gelibolulu Hâfız

Emin Hayri, sâbık Belediye Re’îsi Hâfız Hüseyin, Necmeddin, Veli, Hakkı, Pristineli

260

Ali _brahim, Çorlulu Kemâl efendiler de ikinci posta ile sevkedilenler miyânında

bulunmakdadırlar.

3- Altıagaç-ı Sagîr karyesi esrâfından _brahim Aga, bütün emvâl ve serveti gasb

ve envâ‘-ı iskenceden sonra Uzunköprü'ye nakledilmisdir. Yenice Köprüceköy

esrâfından Sadullah Aga'nın ayn-ı âkıbetle bir kolu kırılmısdır.

4- Yunan Hatt-ı Fâsıl Kumandanlıgı tarafından Türk çeteleri tarafından yapıldıgı

iddi‘â edilen mevhûm ve musanna‘ fecâyi‘ hakkında tahkîkâtda bulunmak üzre

Fransız mülâzımı Mermeris 28 Nisan sene [13]37'de Hadımköyü'nden Sinekli'ye

giderek Sayalık ve Alaton köylerinde tahkîkât icrâsından sonra ve Türklerin

ma‘sûmiyeti intibâ‘âtıyla avdet etmisdir.

Muktezâsının îfâsına emr ü irâde-i celîle-i cenâb-ı fehâmet-penâhîlerinin sâyân

buyurulması ma‘rûzdur. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Fî 26 Sa‘bân sene [1]339 ve

Fî 5 Mayıs sene [1]337 Harbiye Nâzırı

imza

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

Sinekli Hudûd Emniyet Müfettisligi'nden vârid olan

1 Agustos sene [1]337 târîh ve 370 numaralu raporun sûretidir.

Çorlu kazâsında habsedilen ve iskence netîcesi vefât edenlerin esâmîsi Yunan

i‘tisâfâtının canlı bir sâhidi oldugundan ber-vech-i zîr arzolunur. Ol bâbda.

Emîrzâde Halid Bey Uzunhacılı Bakkal Kâzım

Arnavud Ali Bey Ferhad oglu _brahim

Ressam Niyazi Bey Emir Efendi "zâbitlikden mütekâ‘id"

Temel Efendizâde Zeki Hoca Hüseyin Efendi oglu Fâik Efendi

Bakkal Mehmed Aga Reji Me’mûru Fevzi Efendi

Hacı Osman kalfa "_skence netîcesi

vefât etmisdir."

Mehmed Bey'in kâtibi Mustafa Efendi

"Kırkkilise Habshânesi'nde Yunanîler

tarafından katledilmisdir.".

Bakkal Mehmed Aga dâmâdı Hakkı

Bey

Kırkkilise'nin Kavakdereli Yusuf Aga

261

Süleyman Çavus

Ali Pehlivanzâde Hüseyin

Kalles Receb "iskence netîcesi vefât

etmisdir."

Kalles Receb birâderi Halil

_zzet oglu Emin

Müslim Kâhya

Arnavud Ali Kâhya

Aslına mutâbıkdır

Fî 9 Agustos sene [1]337

Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dâ’iresi

Su‘be: 2

Kısım: 3

Numara: 1340

Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir ki,

Ahâlî-i Müslimeyi hicrete icbâr ile Trakya'da bir Rum ekseriyeti teskîli içün

Müslümanlara revâ görülen tazyîkâtın son günlerde yine bütün siddetiyle tatbîk

edilmekde oldugu ve ahâlî-i Müslimenin bu tazyîk karsusunda emvâl ve emlâkını ya

yok bahâsına satarak veya yüzüstü bırakarak cân, ırz ve nâmûslarını kurtarmak içün

hicret etmekde bulundukları ve bu hicretin bir akın seklinde devâm etmekde

bulundugu Hatt-ı Fâsıl Komiserligi'nin cümle-i istihbârâtındandır. Her gün artan bu

muhâceret akınının hem i‘âse ve iskân, hem de mevsim münâsebetiyle sebebiyet

verecegi sefâlet ve perîsânî vâreste-i arz u beyân olmagla berâber bu hâlin devâmını

âtî-i memleket nokta-i nazarından dahi muvâfık olamayacagı muhât-ı ilm-i

hidîvâneleridir. Te’mîn-i ekseriyyet maksadına ma‘tûf olan Trakya'daki Rum ve

Yunan zulüm ve i‘tisâfâtına bir nihâyet-i kat‘iyye verdirilmesi ve bu sûretle

sâlifü'l-arz hicret akınının önüne geçilmesi menût-ı re’y-i rezîn-i sâmîleri olmagla. Ol

bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Fî 11 Muharrem sene [1]340 ve

Fî 13 Eylül sene [1]337

Harbiye Nâzırı

imza

Harbiye Nezâreti

Erkân-ı Harbiyye

262

Su‘be: 1

J 3

Numara: 3209

Hâriciye Nezâret-i Celîlesine

Ma‘rûz-ı çâkerleridir,

Trakya'da Yunanlılar tarafından icrâ edilen mezâlim ve vuku‘âta dâ’ir Hatt-ı

Fâsıl Komiserligi'nden mevrûd raporların hulâsası ber-vech-i âtî arzolunur:

1- Trakya Türklerinin Bulgar çeteleriyle tesrîk-i mesâ‘î etdikleri bahânesiyle

tevkîfâta germiyet verilerek Edirne ve Kırkkilise habshâneleri ma‘sûm Türkler ile

doldurulmusdur. Yalnız Kırkkilise Habshânesi'ndeki iki bin bes yüz mevkûfdan

yalnız mücrimîn mahbûsânede alıkonularak mütebâkîsi tahkîmât islerinde ve

hidemât-ı sâkkada istihdâm edilmekdedir. Ekser mahbûsîn bî-tâb bir hâle gelinceye

kadar darbedilmekde ve ba‘zısı eser-i darbdan vefât etmekde ve ırz ve nâmûsa

tecâvüz vak‘aları tekessür etmekdedir. Türklerin hicreti;ne Yunanlılarca mümâna‘at

edilmekde ve Trakya veya adalara tehcîrleri mevzû‘-ı bahs olmakdadır.

2- Bulgar hudûdunda Lalapasa kazâsı civârında yirmi bes köy kordon altına

alınmıs ve isbu köylülerin hâricle temâsa imkânları kalmamısdır.

3- Kostantin zamânında Türklere mezâlim yapıldıgından bahisle Venizelos

tarafdârânı, Türkler arasında propaganda yapmakdadırlar.

4- Vize'den Makedonyalı Muhâcir Abdül Aga odun kesmekde iken Yunan

jandarmaları tarafından katledilmis ve hâmil oldugu dahilî vesîkasını merkebin

semerinde bulundu diye âmirlerine teslîm etdikleri hâlde en ibtidâ‘î bir tahkîkâta bile

tevessül edilmemisdir.

5- Vize'nin Tatari köyünden Çolak Mustafa ve â’ilesine bıçakla iskence

yapılarak bin altı yüz lirası alınmısdır. Ve yine mezkûr kazâdan esâmîsi merbût eshâs

tevkîf edilerek Edirne ve adalara sevkolunmusdur.

6- Dimetokalı olup Tekfurdagı'nda mu‘allimlik eden Hasan oglu Ahmed Efendi

ve kâ’in birâderi Ali oglu Mustafa Efendi Yunanîlerin mezâliminden havfen Istranca

cihetinden Hükûmet-i Osmâniyye'ye ilticâ etmislerdir.

7- Eylül'ün ikinci günü Istranca'nın iki sâ‘at garbında ve hatt-ı fâsıl üzerinde

zuhûr eden yangın, Istranca ahâlîsinin mu‘âvenetine ragmen 8 Eylül sene [13]37

târîhinde devâm etmekde bulundugu ma‘rûzdur. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i

men-lehü'l-emrindir.

263

Fî 11 Muharrem sene [1]340 ve

Fî 14 Eylül sene [1]337 Harbiye Nâzırı

_mza

BOA. HR. SYS. 2540/12, 14; 2541/3, 5

 


YUNANLILARIN AYDIN YAKINLARINDAK
İ KARATEPE KÖYÜNDE

İKİ YÜZ TÜRK’Ü KATLETTİKLERİ

Yunanlıların Aydın’a iki saat mesafedeki Karatepe köyü halkını

camide toplayıp, camiyi atese vermek suretiyle yaktıkları, iki yüz kadar

Müslümanın yanarak öldügü.

15 Nisan 1922

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

Îdâre-i Umûmiyye-i Dâhiliyye Müdîriyeti

Umûmî: 26555

Husûsî: 158

Hâriciye Nezâret-i Celîlesi Cânib-i Âlîsîne

Ma‘rûz-ı çâkerleridir,

Subat'ın birinde tüfenk ve makineli tüfenk ile mücehhez bir Yunan ta‘kîb

müfrezesinin Aydın'dan iki sâ‘at mesâfede kâ’in Karatepe karyesine gelerek

köylülerin câmi‘de tecemmü‘lerini emretdigi ve köylüler câmi‘e toplandıkdan sonra

da müfreze efrâdı tarafından câmi‘in dört kösesine benzin tenekeleri konularak ates

verildigi ve hâsıl olan infilâk netîcesinde câmi‘in tavanı müctemi‘ bulunan bütün köy

ahâlîsinin üzerine çökerek iki yüz kadar köylünün bu fâci‘anın kurbânı oldugu ve

ecsâd miyânında Molla Salih oglu Molla Mustafa ve Kahveci Abdullah Mehmedi'nin

teshîs edildigi ve esnâ-yı infilâkda ahâlînin feryâd ü figânı mahall-i vak‘adan bir sâ‘at

mesâfede bulunan Seyh karyesi ahâlîsi tarafından isidildigi mevsûk bir menba'dan

vâki‘ olan istihbârdan anlasılmasına binâ’en Yunanlılar tarafından ahâlî-i _slâmiyye

hakkında tafsîl olunan dereceye varan mezâlim ve i‘tisâfâtın bir an evvel

264

nihâyetlendirilmesi içün îcâb eden tesebbüsâtda bulunulması menût-ı re’y-i âlî-i

dâverîleridir. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

Fî 16 Sa‘ban sene[1]340 ve

Fî 15 Nisan sene [1]338 Dâhiliye Nâzırı Nâmına

Müstesar

Bende

_mza

BOA. HR. SYS. 2631/34

 


ÇANAKKALE’DE YUNAN ASKERLER
İNİN VE İSLÂM DÜSMANI

KÖR APOSTOL’UN YAPTIGI KATLİÂMLAR

Yunanlılar tarafından yapılan mezâlim hakkında Çanakkale-_ngiliz

_sgal Kumandanlıgı’na vesikalar dahi gösterilmek suretiyle müracaatta

bulunulduysa da sonuç alınamadıgı, Yunan postasına memur Yunan

müfrezesi’nin Bozili köyü yakınlarındaki derelerde eskiya pususuna

serek kayıp vermesi üzerine, _slâm düsmanı olan Kör Apostol’un da

bulundugu bir müfrezenin Bozili köyüne giderek dört Müslümanı

öldürdügü, dokuz kadar evi yaktıgı, Ezine’de belirli bir saatten sonra

sokaga çıkma yasagı ve evlerin kapısına fener asma zorunlulugu kondugu,

rüzgârın tesiriyle feneri sönenlerin evlerinden alınarak dövüldügü,

iskence yapıldıgı, çesitli bahanelerle tutuklananlar hakkında bir daha

haber alınamadıgı, Kör Apostol’un Çarıksız köyü imam ve muhtarıyla

ahaliden bir kisiyi feci bir sekilde katlettigi, Akçakeçili köyünden de bir

kisiyi öldürdügü, eskiya korkusuyla köylerden kaçıp kasabaya yerlesen

Müslümanlara, Yunan askerlerinin ırz, namus, mal ve canlarını muhafaza

ettigine dair birer mazbata imzalatılmaya çalısıldıgı, cani Kör Apostol’a

teslim edilen müfrezenin Müslümanlara her türlü fenalıgı yapmaya hazır

oldugu, Ezine’nin en büyük ve zengin köylerinden Geyikli ve Bergos köyü

halkının bütün esya ve hayvanlarını bırakıp kaçmak zorunda

kaldıklarından bahisle acilen siyasî tedbirler alınması gerektigine dair

rapor ve tezkireler.

21 Mayıs 1922

265

Kal‘a-i Sultâniyye Mutasarrıflıgı

220

Mahrem

Dâhiliye Nezâreti Huzûr-ı Sâmîsine

Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir,

Livânın Yunan isgâli altında bulunan menâtıkında Yunanlılar tarafından ahâlî-i

_slâmiyyeye öteden beri îkâ‘ edilegelmekde olup vaz‘iyyet-i hâzıra haylûletiyle ref‘ ve

tahdîdine imkân bulunamayan mezâlim hakkında tedârik ve cem‘edilebilen vesâ’ikin

dahi irâ’e ve i‘tâsıyla mezâlim-i vâkı‘a-ı mebhûsenin önüne geçilmesi lüzûmu

Çanakkale _ngiliz _sgâl Kumandanlıgı'na evvel ve âhir bi'l-mürâca‘a taleb edilmekde

ve mezkûr kumandanlıkca da sıhhatlerine kanâ‘at hâsıl olan ahvâl-i müstekâ-bihâ

Dersa‘âdet'deki merci‘lerine izbâr ve iblâg olunagelmekde idi. Bundan iki gün akdem

kendisiyle mülâkî oldugum isgâl kumandanı vekîlinin Dersa‘âdet'de Kolonel

Stuvırt'tan aldıgını beyân ile çâkerlerine irâ’e ve ba‘zı fıkrâtı da kırâ’at ve tercüme

eyledigi bir tahrîrâtda livâ dâhilinde, Yunanlılar tarafından îkâ‘ ve irtikâb

edilegelmekde olup kendilerini de fevka'l-âde müte’essir eden mezâlim ve fecâyi‘ ref‘

edilmis olmak üzre livânın Yunanlılardan tahliyesi husûsundaki simdiye kadar

mesbûk gayretleri ma‘a't-te’essüf müntic-i muvaffakiyyet olamadıgının ve ma’a-hâzâ

yine bu maksadı mahallen ta‘kîb ile matlûb netîceye îsâle çalısmak içün Kuvâ-yı

Müttefika _sgâl Kumandanı Ceneral "Harington" cenâbları tarafından me’mûr

edildigini sûret-i mahsûsada taraf-ı âcizâneme teblîgi is‘âr edilmekde bulundugu

berây-ı ma‘lûmât arzolunur. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

Fî 19 Nisan sene [1]338

Kal‘a-i Sultâniyye Mutasarrıfı

Bende

Vahab

Kal‘a-i Sultâniyye Mutasarrıflıgı

277

Mühimdir

Dâhiliye Nezâret-i Celîlesi Hâk-i Pây-ı Sâmîsine

Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir,

266

Yunanîler tarafından Ezine kazâsındaki ahâlî-i _slâmiyyeye karsı îkâ‘ edilen

fecâyi‘e dâ’ir mahallî me’mûrîn-i inzibâtiyyesinden alınan iki kıt‘a raporun suver-i

müstahrecesi leffen takdîm-i hâk-i pây-ı sâmî kılınmısdır. Mütâla‘asından muhât-ı

ilm-i âlî buyurulacagı vechile günden güne tezâyüd etmekde olan mezâlim-i

Yunaniyye, eyyâm-ı ahîrede de pek ziyâde kesb-i siddet ederek Yunan mıntıka-ı isgâli

dâhilinde bulunan _slâm ahâlî içün huzûr ve emniyet tamâmıyla münselib bir hâldedir.

Ezine'nin en cesîm ve zengin köylerinden ma‘dûd olan Bergos ve Geyikli karyeleri

ahâlîsinin Apostol nâmındaki hun-hâr bir Yunan müfrezesi kumandanının zulüm ve

tazyîki ve köylerini ihrâk edecegi hakkındaki i‘lân ve isâ‘ası üzerine bütün esyâ ve

mevâsîlerini karyelerinde terkle yalnız canlarını kurtarmak içün daglara ve oradan da

bizim tarafdaki köylere ilticâya mecbûriyetleri, fazâyih-i Yunaniyyenin derecesini

ta‘yîne kâfîdir. Binâ’en-aleyh tevâlîsinden korkulmakda olan bu hâlin men‘ ve tahdîdi

emrinde bütün ümîdler, Bâb-ı Âlî'nin kudret ve siyâset-i âliyesine merbût bulunmus

olmagla. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Fî 23 Ramazanü'l-mübârek sene 1340 ve

Fî 21 Mayıs sene 1338 Kal‘a-i Sultâniyye

Mutasarrıfı

Bende

Vahab

Kal‘a-i Sultâniyye Mutasarrıflıgı

Sûret

Zeyl, 14 Mayıs [1]338 târîh ve 2/841 numaralu rapora:

11 Mayıs sene [1]338 Cum‘a günü ba‘de'z-zevâl Ezine ve Bayramiç Yunan

postasının Bagçeli'ye sevk ve îsâline me’mûr yirmi kisilik Yunan müfrezesinin

Bagçeli'nin simâl-i garbîsinde kâ’in Bozili karyesinin sarkındaki derelerde eskıyâ

pususuna ugrayarak yedi maktûl, dört mecrûh ve yedi nefer kadar da gâ’ibleri

bulundugu ve bi'l-âhire Ezineli sakî-yi sâbık ve _slâm müntakimi Kör Apostol'un da

mevcûd ve aldıgı bir müfreze ile berâber vukû‘âtı müte‘âkib Bozili karyesine azîmetle

isimleri mütekaddim dört _slâmın kursunla katl ve birisinin de agır sûretde

cerhedildigi ve bundan mâ‘adâ sekiz-dokuz hânenin de isbu müfreze tarafından ihrâk

edildigi arzedilmis idi. Târîh-i mezkûrdan bugüne kadar Yunan Kumandanı Yüzbası

Marva tarafından _slâmlar hakkında ta‘kîb edilen imhâ politikasını mâdde-be-mâdde

ber-vech-i zîr arzeylerim.

267

1- 12/13 Mayıs sene [13]38 Cumartesi gecesi ezânî sâ‘at bir karârlarında

münâdî tarafından çarsu ve sokaklarda ahâlîye hitâben "Yunan kumandanının emri;

sâ‘at iki buçukdan sonra kimse dısarıda bulunmayacak ve herkes hânesi kapusuna

fener takacak. Ta‘yîn edilen müddetden sonra hâricde görülecek olanlar derhâl

devriyeler tarafından kursunla urulacakdır" diye i‘lân edilmesi üzerine bi'l-umûm

ahâlî-i _slâmiyye dükkân ve kahvehânelerini kapatarak hemân hânelerine firâr ve sâ‘at

birden i‘tibâren isbu geceden beru kimse dısarıya çıkmaga cesâret edememek[de]dir.

2- 14 minh târîhinde kasaba civârında koyun ve keçi oglaklarını ra‘yeylemekde

olan kassâb esnâfından ve Midilli muhâcirlerinden Ramazan bilâ-sebeb ve bahâne

tesâdüf eyledigi birkaç Yunan askeri tarafından sopa ile darb ve cerhedildigi.

3- 14/15 minh gecesi nısfu'l-leylden sonra kasaba ahâlîsinden Mehmed Efendi

oglu Asçı Kâmil Usta ve Hacı Halil Aga'nın mahdûmu Ahmed Aga ve Halil Çavus'un

birâderi _smail'in hâneleri kapusuna ta‘lîk etmis oldukları fenerlerin rüzgârın te’sîriyle

sönmüs oldugu, devriyeler tarafından görülerek kendileri hânelerinden kaldurulup

belediye dâ’iresine celb ve kendileri fenâ hâlde darbedildikleri ve bunlardan _smail'in

vücûdunun müte‘addid mahallerinden devriye askerleri tarafından bıçakla

cerhedildigi.

4- 15 minh pazartesi günü kasabada gezmekde olan Bayramiç kazâsı ahâlîsinden

ve araba sürücülügü ile müstagil on yedi yaslarında Serefeddin vak‘a günü

Ayvacık'dan Ezine'ye yolcu getirirken eskıyâları gördügü hâlde bi'l-âhire râstgeldigi

müfrezeyi îkâz etmedigi sebeb ve bahânesiyle Yunan askerleri tarafından depoya

götürülerek tevkîf edilmis ise de simdiye kadar hayât ve memâtı hakkında hiç bir

ma‘lûmât alınamadıgı.

5- 15 minh pazartesi günü kasabada, pazarda gezmekde olan Kızıltepe obası

ahâlîsinden ve sâbık sakîlerden iken Kızılköylü Halil ve birâderleriyle birlikde teslîm

olarak afva mazhar olan Çiçekyüzlü Ali Osman, Yunan askerleri tarafından

yakalanarak depoya götürülüp tevkîf edilmis ise de simdiye kadar hayât ve memâtı

hakkında hiç bir ma‘lûmât istihsâli mümkin olamadıgı.

6- 15 minh pazartesi günü Ezine pazarına berây-ı maslahat gelmis olan Kızılköy

Muhtârı Hacı Osman Aga Yunan askerleri tarafından der-dest edilerek depoya

sevkolunmus ise de simdiye kadar hayât ve memâtı hakkında kat‘î ma‘lûmât istihsâli

mümkin olamamısdır.

7- 15 minh pazartesi günü berây-ı maslahat kasabaya gelmis olan Sarpdere

karyesi ahâlîsinden Gaydacı _smail kerimesiyle Ezine'den karyesine avdet eylemekde

iken Çınar karyesi civârında Yunan müfrezesi tarafından yakalanarak kursunla

katledildigi ve berâberinde bulunan kerîmesinin bin müskilâtla ırz ve nâmûsunu ve

268

hayâtını kurtararak Kızıltepe karyesine ilticâ eyledigi ve müfrezesi miyânında Kör

Apostol'un da mevcûd bulundugu.

8- 16 minh salı günü kazânın Çarıksız obasına Yunan ta‘kîb müfrezesiyle

birlikde giden Kör Apostol, karye-i mezkûreye muvâsalat ve icrâ-yı taharriyyât

esnâsında _mam Adem Efendi'nin hânesinde bir _ngiliz tüfengi zuhûr eylemesinden

dolayı mûmâ-ileyhi pek fecî‘ bir sûretde katl ve bundan mâ‘adâ karye muhtârı Ömer

Aga ile ahâlîden Salih Çavus'u dahi bilâ-sebeb ve bahâne kursunla katl ve Salih oglu

Halil'i dahi agır sûretde cerh ile yedindeki bârgîrini de ahz u gasb ile Bagçeli

karyesine dogru azîmet, Yaylacık ve Kestanbol karyeleri tarîkiyle Akçakeçili

karyesine vâsıl olan mezkûr müfreze Bozcaadalı olup isbu karyede mütemekkin

Kabsman(?) Hüseyin Kapudan'ı hânesinden alarak Kestanbol karyesine dogru

getirmekdeler iken Kestanbol karyesi esrâfından olup Ezine'de ikâmet etmekde olan

Hacı Hüsni Efendi'nin bagçesi altında kursunla katl ve cenâzesi, mahall-i mezkûrda

terkeyledikleri Kestanbol korucusu tarafından görülerek Akçake[ç]ili muhtârına ihbâr

ve ma‘lûmât verildigi.

9- Katledilen ahâlî-i _slâmiyye hakkında karye muhtârlarından mevrûd vesâ’ikin

leffen arz u takdîm kılındıgı.

10- 16 minh târîh ve salı günü Yunanlıların isgâlden beru yapdıkları mezâlimi

setreylemek maksadıyla isgâl kumandanlıgı tarafından kasabaya karyelerden gelerek

ikâmet etmekde olan karyeler ahâlîsini belediyeye da‘vet ile kasabada ikâmet

eylemeleri esbâbını su’âl ederek merkûmûndan almıs oldugu cevâbda sakîlerden firâr

eylediklerini bildirmeleri üzerine isgâl kumandanı o hâlde kendilerinin eskıyâ

zulmünden kasabaya ilticâ eylediklerini ve Yunan efrâd-ı askeriyyesinden hiçbir

zulüm ve zarâr görmediklerini ve dâ’imâ ırz ve nâmûs ile mâl ve cânlarının

muhâfazasına çalısıldıgını mübeyyin herkesin kendi nâmına birer mazbata tanzîm ve

temhîr eylemesini emir verilmis ve bu sırada Yunan kumandanı nezdinde bulunmakda

olan Da‘vâ Vekîli Hayri Efendi ayaga kalkarak Yunan kumandanına hitâben

askerlerden isgâlden simdiye kadar kat‘iyyen bir zulüm ve iskence görmediklerini ve

dâ‘imâ huzûr ve râhatla hânelerinde herseyden emîn ve müsterîhü'l-kalb olarak

imrâr-ı hayât eyledigini beyân etmesine karsu kumandanlık tarafından "Bravo Hayri

Efendi!" hitâbıyla elinden sıkılarak kendisine yer gösterilüp oturtdurulmagla berâber

temhîr edilecek mazbatanın da tanzîm ve imlâsına Hayri Efendi'nin me’mûr edilmis

oldugu.

11- Bes gün zarfında cereyân eden vakâyi‘ ve mezâlim bunlardan ibâret olup

umûm ahâlî-i _slâmiyyenin hayâtlarının kat‘iyyen taht-ı emniyyetde bulunmamasından

dolayı son derece havf ve endîse içerisinde hayât geçirilmekde ve katli‘âmdan her

dâ’im korkulmakdadır. Çünkü Kör Apostol gibi cânî, kâtil bir sahsın eline teslîm

269

edilen müfreze efrâdının her dürlü fenâlıgı yapmaga sâlik ve hâhis-ger oldugunu kat‘î

sûretde arzeder ve gitdikçe alevlenecegi âsikâr olan su fenâlıgın men‘î çâresi

hakkındaki tedâbîr-i siyâsiyyenin âcilen ittihâz ve te’mîni esbâbının istikmâlini ahâlî-i

_slâmiyye nâmına ehemmiyetle ricâ ve istirhâm eylerim efendim.

17/5/[1]338

Ezine Jandarma Kumandanı

Aslına mutabıkdır. Mülâzım-ı Evvel

Fî 21 Mayıs sene [1]338 Mehmed izzet

BOA. DH. KMS. 60-3/46

SÖKE VE KUSADASI’NDA YUNAN KATLİÂMI SEBEBİYLE

MÜSLÜMAN NÜFUSUN AZALDIGI, MÜSLÜMANLARIN MAL VE

MÜLKLERİNE

EL KONULDUGU

Söke ve Kusadası’nın ani Yunan isgaline ugraması sebebiyle

Müslümanların bütün esya ve mallarını bırakarak kaçtıkları, Söke’de

kalan üç yüz altmıs nüfusun da her gün ikiser üçer azaldıgı, Söke

yakınlarında, Gümüsyeniköyü’nde ve Tatar köyünde toplam yüz on altı

kisinin sehit edildigi, esrâfın mal ve mülküne zorla el konulup Müslüman

halkın her türlü esya ve mallarının çalındıgı, bütün tasınabilir esyaların

trenle _zmir’e, Kusadası’ndan da Sisam ve Yunanistan’a gönderildigi,

kadınlara tecavüz edildigi, Müslüman halkın bölgede cereyan eden

olayları arastırmak için bir tahkik heyeti talep ettigi.

12 Haziran 1922

Huzûr-ı Devletlerine

Devletlü Tevfik Pasa Hazretleri

Ma‘lûm-ı devletleridir ki, Söke ve Kusadası'nın ânî isgâli hasebiyle ahâlî-i

umûmiyye servet ve nukûd ve esyâlarını ahzetmeden firâr etmislerdir. Söke'de zükûr

ve inâs üç yüz altmıs nüfûs kalmısdır. Bunların da günden güne mikdârı azalmakda ve

her gün hânelerinde ikiser ve üçer nüfûs sehîd edilmis bulunmakdadır. Söke'ye bir

sâ‘at mesâfede yirmi altı kisi, Gümüs Yeniköyü'nde on sekiz kisi ve Tatarlar

karyesinde yetmis iki kisi sehîd edilmisdir. Bütün ehl-i _slâmın emvâl ve emlâkı

270

emvâl-i metrûke diye vaz‘-ı yed edilerek furuht ve zabtedilmekdedir. Hattâ Söke'den

çıkmaga muvaffak olamayan esrâfdan Eginli Hacı Mustafa Efendi'nin elli bin liralık

debbaghânesi ve yirmi bin liralık kereste magazası bütün emti‘ası ile vaz‘-ı yed

edilmisdir. Bilâ-istisnâ bütün Müslümanların mâlları ve esyâ-yı beytiyyeleri

huzûrlarında ahz u gasb edilmisdir. Âh u enîn içindeyiz ifnâ ve imhâ ediliyoruz.

_mdâdımıza yetisin. Bâb-ı Hilâfete ilticâya karâr verdik Allah ve Resullullah askına

hey’et-i tahkîka gönderilsün ve hiç olmazsa günden güne mikdârımız azalmakda olan

ehl-i _slâmın imdâdına yetisin. Ne servet ve ne sâmân ne de mevâsî ve ne de es

kalmısdır. Binlerce dönüm mezrû‘âtımıza da vaz‘-ı yed edildi. Bu kadar zulüm ve

hakâret ve imhâ edilecegimizi ümîd etmiyor[d]uk. Bütün kadınların nâmusları

hetkedildi. Allah ve Resullullah askına imdâd-ı ruhâniyyete sıgınarak tahlîsimizi

ilcâya(?) ricâya ictisâr etdik. _mhâ ve ifnâ ile tehdîd ediliyoruz ve edilmekdeyiz.

Mütebâkî ahâlînin cân ve nâmûslarının muhâfazası matlûb ise imdâdımıza yetiserek

tahlîsimize çâre-sâz olunuz. Pasa hazretlerinin merhamet-i devletlerine iltica etdik.

Yazıkdır ve günahdır. Ehl-i _slâm muttasıl imhâ ve ifnâ ediliyor. Bütün servet ü

sâmân ayrıca simendüfer ile _zmir'e vapur ile Kusadası'ndan Yunanistan'a ve Sisam'a

sevkedildi. Ankara'dan imdâd yok zaten. Ümîdimiz yok, hiç olmaz ise hilâfet-i

mu‘azzama vekîli olan zat-ı devlet-penâhîleri çâre-i na-sâzımıza devâ bularak

tahlîsimize muvaffak olun. Bâkî bekâ-yı devlet ve tahlîsimiz ahsâr âmâlimizdir

devletlü Tevfik Pasa hazretleri.

Fî 12 Haziran sene 1338

[Söke'de düsman elinde mahsûr kalan ahâliden ba‘zı

eshâsın isim ve imzaları.]

BOA. HR. SYS. 2631/77

 


YUNANLILARIN U
SAK, ESME, GEDİZ VE KÜTAHYA’DA

LLİ SERVETE EL KOYUP HALKA ZULÜM YAPTIKLARI

Balya kazasını isgal eden Yunanlılar tarafından on yasındaki kız

çocuklarına dahi tecavüz edildigi, Aravacık köyü erkeklerinin camiye

toplanarak evlerde kalan kadın ve kızların namuslarının kirletildigi, Hacı

Hüseyin, Mancılık, Deliler ve Haydaroba köylerinde de aynı olayların

yasandıgı, güzel genç kadın ve kızların evleri yerli Rumlardan ögrenilerek

271

geceleri evlerinden alınıp daga kaldırıldıgı, direnenlerin ise acımadan

öldürüldügü, Kuva-yı Milliye ile ilgisi oldugu iddiasıyla çok sayıda

Müslümanın hapsedilerek öldüresiye dövüldügü, dayak yiyenlerin bes-on

dakika içerisinde öldükleri, ev ve camilerin yagmalandıgı, degerli esya ve

halıların çalındıgı, Fındıklı köyünde yetmis evin yakıldıgı, Usak

kaymakamı ve esrâftan yirmi sekiz kisi dahil olmak üzere yüzlerce kadın

ve çocugun Atina’ya gönderildigi, pek çok kisinin ates üzerinde bas asagı

asılmak gibi çesitli iskencelerle öldürüldügü, medrese, mektep, mabet ve

evlerin zorla bosaltıldıgı, Usak, Esme, Gediz, Kütahya ve buralara bag

yerlerde ziraat, ticaret ve imalata ait bütün alet, makina ve vasıtalara el

konulup halkın elindeki bütün hayvanların ve gıda maddelerinin alındıgı,

anbarların bosaltıldıgı, ahalinin cepheye sevkedilip siper kazdırıldıgı,

Müslüman mezarlarının açılıp ölülerin kafalarının kopartılarak Rum

çocuklarına top oynatıldıgı, maliye gelirlerine ve memur maaslarına el

konularak isgalci Yunan askerlerinin ailelerine verildigi, Rumların ticaret

yapmaları serbest bırakılırken Müslümanların ellerindeki her türlü ticarî

malzemenin alındıgı, karsılıgında bedel isteyenlerin ise ölümle veya

cepheye gönderilmekle tehdit edildigi, cepheye yakınlıgı sebebiyle Türk

akıncı müfrezelerinin hücumuna ugrayan Sabanköy’de Yunanlıların

Kuva-yı Milliye’yi çagırdıkları ve Yunan askerlerini kırdırttıkları

bahanesiyle Müslüman halktan, ates üzerinde yakmak, bogazlamak, ırz ve

namusa tecavüz etmek gibi iskenceler yaparak intikam aldıkları, tarafsız

devletlerden olusturulacak bir tahkik heyetinin acilen gönderilmesi

gerektigi.

28 Haziran 1922

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

_dâre-i Umûmiyye-i Dâhiliyye Müdîriyeti

Balya Kâ’im-i makâmı _brahim Edhem Bey’in raporu sûretidir.

Bendeleri, Balya kazâsı kâ’im-i makâmıyım. Sûret-i musaddakası leffen

takdîm-i pîsgâh-ı sâmîleri kılınan _zmir Yunan Fevka’l-âde Komiserligi'nin Balya

Mümessilligi’nden teblîg kılınan tahrîrâtı mûcebince me’mûriyetimden infisâl

etdirildim. Kazâ-yı mezkûr kâ’im-i makâmlıgında bir buçuk sene devâm eden

272

zamân-ı me’mûriyyetimde te’essüf ve te’essürlerle görülen mezâlim-i gûnâ gûndan

ba‘zılarını arzetmegi kendim içün bir vecîbe addederim:

1- Hetk-i ırz; ta‘kîb müfrezesi nâmı tahtında kazâmızın mülhakâtına çıkan

efrâd-ı asâkir-i Yunaniyye’nin on yasından i‘tibâren muhadderât-ı _slâmiyye hakkında

revâ gördükleri fi‘l-i senî‘, la‘netlerle yâda sezâdır. Misâl olarak Aravacık karyesinde

yedi yasından yetmis yasına kadar mevcûd erkeklerse câmi‘ odasına doldurulup,

hânelerde yalnız kalan muhadderât-ı _slâmiyyeye cebren ve kahren fi‘l-i senî‘ icrâ

eylemeleri; kezâ Hacı Hüseyin karyesinde on yasındaki kız çocuklarından baslayarak

daglara kaçırup, köyde bulunan muhadderât-ı _slâmiyyeye fi‘l-i senî‘ icrâ eyledikleri;

Mancılık, Deliler ve Haydaroba karyeleri mârrü'l-arz felâket-zedelerin

ser-âmedânındandır. Bi'l-hâssa surasını sâyân-ı arz görürüm ki Ilıca Karagol

Kumandanı Çavus Mançınof tarafından on, on iki kisiden ibâret ma‘iyyeti ile karye-i

mezkûrede evvelce iskân etmis zâtü'z-zevc Feride ve Bahriye nâmlarında iki sâhibe-i

izzet hemsîrenin ikâmetgâhı kapusu bir gece kırılarak içeriye bi'd-duhûl tâ-be-sabâh

mezbûrelere icrâ-yı fi’l-i senî‘ etmislerdir. Ertesi sabâh, bundan haberdâr olan ve

Balya kasabasında ma‘denlerde amelelikle akvât-ı yevmiyyesini tedârîk eden zevci

ikâme-i da‘vâ etmek üzre merkez-i kazâya gelmis ise de bunu haber alan asâkir-i

Yunaniyye merkûmu ölümle tehdîd ederek da‘vâsından ferâgat etdirmisler ve

yedinden de tahrîrî bir sened almıslardır.

2- Darb ve iskence ve itlâf-ı nefs; türlü türlü bahânelerle ve bi’l-hâssa eskıyâ ile

temâsda bulundu isnâdâtıyla arzû etdikleri eshâsı hemân tevkîf ve derhâl habshâneye

ilkâ ederler ve müte‘âkiben darb-ı sedîd ile sopa ile dögmeye baslarlar. Bundan

müte’essir olan madrûb bagırdıkca envâ‘-ı gûnâ seb ve setm ile darbı tesdîd ederler ve

bes dakîka zarfında madrûb ya ölür veya nîm-mürde bir hâlde dısarı atılur. Emsâl-i

adîdesinden bir kaç danesini arzedeyim. Meclis-i idâre a‘zâsından Danismendli

Süleyman Efendi on dakîka zarfında eser-i darb netîcesi olarak vefât eylemisdir.

Çigdem karyesinden genc bir rencber bu sûretle dögülerek nîm-mürde bir hâlde

ebeveynine teslîm edilmis ve dört gün deriye sarıldıkdan sonra terk-i hayât etmisdir.

Belediye Kâtib-i sâbıkı _smail Efendi sûret-i ma‘rûza dâ’iresinde darb edilerek

bırakılmıs ve dört ay evinde derilere sarılarak tedâvî edilmisdir. Balya -Karaaydın

Ma‘deni _sletme Müdîri[ye]ti yazıhânesinde mühendis Hasan Tahsin Efendi de

madrûbîn miyânında olup, bes ay tedâvîde bulunmusdur ki, mûmâ-ileyh el-yevm

Divanyolu’nda ma‘mûlât-ı zeytiyye magazasında satıs me’mûru bulunuyor. Belediye

a‘zâsından ve esrâf-ı memleketden Yörük Ali Aga bu sûretle darbedilenler

miyânındadır.

3- Gasb-ı emvâl; ta‘kîb müfrezesi nâmı tahtında mülhakâta azîmet eden efrâd-ı

Yunaniyyenin baslıca vazîfesi evlerde zî-kıymet esyâ ve huliyyât ve bütün köy

273

câmi‘lerindeki nâdîde ve güzîde halı ve kilimleri gasbetmekdir. Bu gibi sadmeye

ugramayan köy hemân yok gibidir.

4- _hrâk-ı büyût; ta‘kîb müfrezesinin gitdikleri mahalde irtikâb eyledikleri

envâ‘-ı fazâyıh miyânında ihrâk-ı büyût noktasını da unutmuyorlar. Bi’l-hâssa,

Fındıklı karyesinde son zamânda 70 hâne yakılmısdır.

5- Orman harîki; orman harîkinin hesâbı ind-Allah ma‘lûmdur. Yakmadıkları

orman kalmamısdır. Bi’l-hâssa tenekelerle gaz götürüp dökerek atesledikleri gibi

söndürmek tesebbüsünde bulunan civâr köylüleri men‘ediyorlar. Nitekim Akbas

karyesi ahâlîsi, köylerinin içine gelmekde olan harîki itfâya tesebbüs etdiklerinden

kendileri ölümle tehdîd edilmislerdir.

6- _bâdethânelere ta‘arruz; Balya kazâsında kâ’in câmi‘-i serîfin minâresi üç

gün sabâhdan aksama kadar mavzer kursununa tutulmus ve kısmen tahrîb edilmisdir.

Kabristanlara da ta‘arruz edilerek tasları kırılmısdır. Zükûr Mektebi'n[in] camları ve

kapuları kırılarak içeriye girilmis, talebenin ta‘lîme mahsûs tüfenk ve trampeteleri

gasbedilmisdir.

Bu ve emsâli mezâlime hedef olmak tehlikesi karsusunda bulunan ahâlî ve

sekene-i memleket sâyân-ı merhamet bir hâl ve vaz‘iyyetdedirler. _nâyet-i bârî ve

ruhâniyyet-i peygâmberî ve hükûmetimizin tedâbîr-i sâ’ibe-i halâs-gîrânesi ile sefîne-i

hükûmetin sâhil-i selâmete îsâlini eltâf-ı ilâhiyyeden niyâz ve isbu rapor-ı âcizânemi

huzûr-ı âlî-i cenâb-ı nezâret-penâhîlerine arz u takdîme ictisâr eylerim. Ol bâbda emr

ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

Fî 22 Mayıs sene [1]338

Balya Kazâsı Kâ’im-i makâmı

_brahim Edhem

Aslına mutâbıkdır.

Fî 3 Haziran sene 1338

H.U Mütâreke

Anadolu'da Yunan harekât ve mezâlimi

Huzûr-ı Sâmî-i Cenâb-ı Mesîhat-penâhîye

Devletlü, semâhatlü efendim hazretleri;

274

7 Mart [1]338 târîh ve 50 numaralı müsâ‘ade-i celîle-i cenâb-ı Mesîhat-

penâhîleriyle evvelâ huzûr-ı devletlerine varup eteklerinizden öpmek, sâniyen

müsâ‘ade-i celîle-i cenâb-ı Mesîhat-penâhîlerini mustashaben Avrupa hükûmetlerini

dolasup vahset ve mezâlim-i Yunaniyyeyi birer birer meydân-ı aleniyyete dökmek

emeliyle bir kıt‘a pasaportun i‘tâsı husûsundaki müzekkire-i dâiyâneme, _zmir

Fevka’l-âde Komiserligi tarafından merbûten takdîm kılınan cevâb-ı red verilmis

oldugundan hemân _zmir’e gitmek vahset ve mezâlim-i Yunaniyyeyi mâdde be-mâdde

zât-ı devletlerine arz u iblâg etmek sûretiyle ahâlî-i Müslimenin hıfz-ı sân ve

nâmûsunu ve bir dereceye kadar hürriyyet-i tâmmesinin bekâsını te’mîne medâr

olmak üzre su arîzamı takdîme ictisâr ediyorum. Söyle ki:

Evvelâ: _sgâlin akabinde basda kazâ Kâ’im-i makâmı Ahmed Cevdet Bey

oldugu hâlde yirmi sekiz esrâfın merkez kazâdan ve yüzlerce kadın ve erkek

çocukların mülhakâtdan Atina’ya sevkedildigi ve pek çok kimseleri habs ve ates

üzerinde basasagı asmak gibi mütenevvi‘ iskencelerle darb ve i‘dâm etmek sûretiyle

memleketin münevverân kısmını mahvetmisdir.

Sâniyen: Mu‘âvenet ve muzâheret-i devletleri sâyesinde pek büyük fedâkârlıklar

netîcesi Dârü’l-hilâfe Usâk Medresesi'nin bir kısmından mâ‘adâ otuz iki medreseyi

hâvî olan Usâk medâris ve mekâtibinin kâffesi ile bir kısım ma‘âbid ve yüzlerce

mesâkin sâhibleri dısarı atılmak sûretiyle bilâ-lüzûm ve bilâ-ihtiyâc isgâl ve bu âna

kadar mahallesi imhâ edilmekle millet-i _slâmiyye hakîkatde acınacak bir hâlde

magdûr ve esefâ ki yüzlerce senelik emekleri hebâen mensûr[a] olup gitmisdir.

Sâlisen: Usak, Esme, Gedus, Kütahya ve mülhakâtında zirâ‘at ve ticârete â’id ne

kadar araba, bârgîr, öküz, deve, merkeb var ise tekmîline bilâ-bedel sahibleriyle vaz‘-ı

yed edüp zirâ‘ati mahvetmek sûretiyle vesâ’it-i nakliyyesini te’mîn etmekdedir.

Râbi‘an: Memleketin koyun, keçi, inek sürüleriyle, anbarlar dolusu bugday,

arpa, nohud, fasulye gibi me’kûlâta müte‘allık mevâdda bilâ-bedel vaz‘-ı yed ederek

nesl-i hayvanı kesmek sûretiyle ordusunu infâk etmekdedir.

Hâmisen: Ahâlî-i kurâyı cebheye sevkedüp, istihkâm kazdırmakda ve pek çok

karyelere bir müte‘ahhid gibi beher hafta yüz, iki yüz, üç yüz ilh. okka et tedârik

edemedikleri takdîrde, bedellerini nakid olarak tahsîl etmekle mezâlimin gâyesine

varmak siyâset-i Yunaniyye ise millet-i _slâmiyyeyi mahvetmek sûretiyle derdine devâ

aramakdadır.

Sâdisen: _htiyâcât-ı hayvâniyyelerinin te’mînini vesîle ittihâz etdikleri

umûmhânelerin tevhîdi mümkin iken sırf ahâlî-i Müslimeyi rencîde etmek içün her

_slâm mahallesinin muhtelif mahallerinde on, on bes umûmhâne küsâd etmek

sûretiyle hayâtda olanlara azâb, mezâr duvârlarını yıkmak, Sabâh(?) mahallesinden

275

Torlak oglu Mehmed mahdûmunun ve daha bir çoklarının kabirlerini açup

meyyitlerinden bogazlarından kesüp, sıkmak sûretiyle kellelerini alup Rum ve Ermeni

çocuklarına kozak oynatdırmak gibi vahsetlerle millet-i _slâmiyyeyi rencîde etmekde

olduklarından ahâlî-i Müslimenin bu vahsete sabr u karârı ve bundan fazlasına

tahammül ve iktidârı kalmamısdır.

Sâbi‘an: Kurâda silâh taharrîsi vesîlesi ile erkekleri bir câmi‘e doldurup,

kadınların ırz, mâl ve cânına tasallut etmek ve bir kısımlarının hânelerini yakmakla en

yüksek vahset ve mezâlimi icrâ etmekdedir.

Sâminen: Bi'l-fi’l hükûmetde îfâ-yı hidmet edenlerden mâ‘adâ vâridât-ı

Mâliyye'ye vaz‘-ı yed ederek teskîlât ve sarfiyâtı mükemmel oldugu hâlde

bilâ-makbûz Usâk Sandugu’ndan on bin lirayı mütecâviz meblag alır, büdcenin

tevâzünü içün isbu meblagı Mâliye Nezâreti’ne göndermeyüp Anadolu’da icrâ-yı

mezâlim eden asker â’ilelerine verirken yüzde yirmi zamâ’imin kat‘ı emrinin

memâlik-i mesgûleye tesmîli vahset ve mezâlimin imtidâdını arzû edercesine

seh-râh-ı selâmete sülûkdan udûl ve bu kadar basît bir mes’eleyi fark ve temyîz

etmeyerek millet-i _slâmiyyeyi felâketden felâkete sürüklemek bunu kabûl etmek

demek olacagından, Mâliye Nezâret-i Celîlesi vâsıtasıyla Yunanîler tarafından

nesredilen isbu ta‘mîmin memâlik-i mesgûleye adem-i sümûlü sûretiyle tekzîbine,

Asya-yı Sugrâ'nın bu kesmekes hâli imtidâd etdigi takdîrde hayvanât ve me’kûlâta

â’id bir habbe kalmadıgından, merkez-i kazânın servet-i umûmiyyesine tecâvüz

edecegi, tahliye etdigi takdîrde oldukca hâ’iz-i ehemmiyyet olan fabrika ve

mü’essesât-ı ticâriyye ve sınâ‘iyyenin hedm ve tahrîbi cihetine gidecegi vâreste-i

istibâh bulundugundan, millet-i _slâmiyyenin böyle bir sıkleti çekecek hâli ve bu gibi

mezâlim ve yagma-gerlige hâtime verilmedigi takdîrde bir daha refâh ve sa‘âdet

görmek ihtimâli kalmayacagından bî-taraf devletlerinden mürekkeb bir hey’etin

Hâriciye Nezâret-i Celîlesi vâsıtasıyla sür‘at-i i‘zâmı husûsuna inâyet-i devletlerinin

bî-dirîg buyurulması bâbında emr ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

12 Mayıs sene [1]338

Usâk Medresesi

Müdîri

Ed-dâ‘î

Mehmed Sâlih

H.U Mütâreke

Anadolu'da Yunan harekât ve mezâlimi

276

Huzûr-ı Sâmî-i Cenâb-ı Mesîhat-penâhîye

Devletlü, semâhatlü efendim hazretleri,

Sâ’îka-i vahset bi'l-hâssa son zamânlarda Yunanîler tarafından îkâ‘ edilen

mezâlimi görmekle mu‘azzeb olan vicdânımın ısrârı bu gibi yolsuzlukların men‘ ve

tahfîfine medâr olmak üzre su arîzamın da takdîmine icbâr eylediginden zât-ı

devletlerine arz-ı mübâseret ediyorum.

_sgâlin idâme ve izâlesinde melhûz olan mehâzîrden sâlim kalabilmek çâresi

ancak bî-taraf devletlerden mürekkeb bir hey’et-i tahkîkiyyenin sür‘at-i i‘zâmı ile

kâbil olabilecegi, muvâffak olunamadıgı takdîrde Yunanîler tarafından servet-i

umûmiyyeye tecâvüz edilmek sûretiyle millet-i _slâmiyyenin mahv ve izmihlâli

cihetine gidilecegi, mukaddemâ arz-ı atebe-i devletleri kılınmısdı. _ste bugün on _slâm

ve iki Hıristiyan mahallesinden mürekkeb olan merkez kasabada münhasıran on _slâm

mahallesinin beherinden onar gün müddetle onar kimse ki cem‘an yüz _slâmı cebhe-i

harbe sevkederek istihkâm kazdırmakda, yük tasıtmak sûretiyle askeriyede istihdâm

edilmekde ve imtinâ‘ edenlerden yevmiye ikiser lira hesâbıyla yirmiser lira alınmakda

ve bu sûretle elli bin zükûr nüfûsu hâvî olan Usak kazâsından bir milyon lira almak ve

vermekden ictinâb edenleri de kursunla tehdîd etdikleri gibi, bu günlerde de me’kûlâta

ayrıca da vaz‘-ı yed edilmis, on bin okka seker, sekiz bin kıyye sabun müsâdere

edildigi gibi ahâlînin yegâne medâr-ı ma‘îseti olan halının i‘mâli içün lüzûm eden

yün, yapak da bi'l-umûm fabrika sâhibleri ve tüccârân ve esnâf beyninde olan yünler

de zabtedilmis ve Hıristiyanlar kemâ-fî's-sâbık ticâretlerine kemâl-i serbestî ile devâm

etmekde oldukları gibi, gerek mâlen ve gerekse nukûden hiç bir zarâr ziyâna dûçâr

olmamakdadırlar. Tüccârân yedinde bulunan seker, sabundan Alâ’iyeli Hacı Ahmed

ve Süleyman efendilerin magazalarında müddahar yüzlerce çuval sabun, seker,

fasulye ve daha bir çok mevâdd-ı ekliyye, bilâ-bedel müsâdere etmek, zehâ’iri

zabtetmek ve bunları Müslüman fabrikalarında ögütmek ve bedelini taleb eden tüccârı

cebhe-i harbe sevkedeceklerinden bahisle tehdîd etmek ve bu da kâfi gelmiyormus

gibi, hissiyyât-ı sehvâniyyelerinin tatmîni içün elde edemedikleri genç ve güzel

Müslüman kız ve kadınların isimlerini â’ilelerini ve hânelerini Rumlardan ögrenüp

geceleri cebren hânelerine girüp kaçırmakda ve imtinâ‘ edenleri öldürmekde ve bunun

üzerine nukûd ve mücevherâtı [nehb] sûretiyle gasbederek açıkdan açıga servet-i

umûmiyyeyi istihlâk etmekdedirler.

Simdiye kadar târîhlerin kaydetmedigi ve Fir‘avun’un bile yapmakdan ictinâb

eylemedigi[eyledigi] mezâlim ve fecâyi‘i artık kemâl-i siddetle Yunanîler devâm

etdirmekde ve yapmakdan da bir an geri kalmamakdadırlar. Ez-cümle cebhe-i harbe

kurbiyeti münâsebetiyle kahramân akıncı müfrezelerimizin hücûmuna ugrayan

Sabanköy karyesi, karye-i mezkûrede bulunan Yunan asâkirinin zıyâ‘ına müsâdeme

277

netîcesi dûçâr olduklarından ahâlî-i _slâmiyyeyi, "Kemalistleri siz haber verüp buraya

getirterek askerlerimizi telef etdiriyorsunuz" iftirâlarıyla ates üzerinde yakmak, koyun

bogazlar gibi bogazlamak ve artık vukû‘ât-ı âdiyye hükmüne geçen ırza, nâmûsa

ta‘arruz etmek sûretiyle hiss-i intikâm almakda ve bu sûretle millet-i _slâmiyyeyi imhâ

etmekdedirler. Yine Usak’a tâbi‘ _slâmköy karyesinde peder ve vâlidesiyle tarlada

çalısan on dört yasındaki genç güzel bir Müslüman kızına, yirmi bes kisiden

mürekkeb müsellah Yunan askerleri ta‘arruz ederek peder ve vâlidesinin gözleri

önünde ırzına geçdikden sonra zavallı ma‘sûm kızcagız terk-i dagdaga-i hayât eylemis

ve bu manzara-i elîmeyi görmemek içün Yunan asâkir-i rezîlesine ricâ ve istirhâmda

bulunan bî-çâre ebeveyn de süngü ile katledilmisdir. Artık yirminci asır medeniyetinin

sâhidi oldugu ve bütün dünyâya medeniyet saçmak iddi‘âsında bulunan medenî

Avrupalılar daha bu vahsetin karsusunda sükût kalacaklar degil mi? _ste yüz binlerce

felâket-zede dîn kardaslarımız rezîl Yunanîlerin mülevves çizmeleri altında feryâd u

figân etmekde oldugundan târîh bu rezîller kâfilesini la‘netlerle yâdedecek ve bu kan

kokusu, denâ’et nümûneleri târîhin temîz sahîfelerini karartacakdır. Binâ’en-aleyh

envâ‘-ı mezâlim içinde inim inim inleyen tebe‘a-i Devlet-i Aliyye-i _slâmiyyenin

tahlîsi neye mütevakkıf ise Hâriciye Nezâret-i Celîlesi vâsıtasıyla îcâb-ı icrâsına

inâyet-i devletlerinin bî-dirîg buyurulması bâbında ve her hâlde emr ü fermân hazret-i

men-lehü’l-emrindir.

28 Haziran sene [1]338

Usak Medresesi Müdîri

Ed-dâ‘î

Mehmed Salih

BOA. HR. SYS. 2631/68

81

ALASEH_R, SAL_HL_ VE MENDERES C_VARINDAK_ KÖYLERDE

YUNANLILARIN VAHSET YAPTIGI

Bozüyük, Salihli ve Ahmedli’nin Yunanlılardan kurtarıldıgı,

Buldan-Nazilli mıntıkasının düsmandan temizlendigi ve bir miktar top ve

cephane ele geçirildigi, Yunanlıların Salihli, Menderes ve Alasehir

civarındaki köyleri tamamen yakıp Müslümanları insanlık tarihinde misli

görülmedik bir kötülük ve fecaatla katlederek yaktıklarına sahit olundugu.

9 Eylül 1922

278

Telgrafnâme

Mahreci: Karârgâh

Sûret

6/9/[13]38 Teblîg-i Resmî: Ordu sag cenâhında Bozüyük civârındaki harekât-ı

ta‘arruziyyenin muvaffakatiyle netîcelenmis ve Bozüyük tarafımızdan isgâl

olunmusdur. Bursa istikâmetinde tazyîke devâm olunmakdadır. Merkezde Simav

istikâmetinde tardedilen düsman ta‘kîb edilmekdedir. Sol cenâhda Salihli'yi isgâl

eyledik. Ve Buldan-Nazilli mıntıkasını düsmandan tathîr eyleyerek bir mikdâr top ve

cebhâne ele geçirdik. Düsmanın Menderes civârındaki köyleri kâmilen ihrâk etdigi

görülmüsdür. El’ân Buldan, Alasehir ve civârındaki kurâda yapmıs oldugu mezâlim

ve tahrîbât tasavvurun fevkindedir.

9/9/[13]38

Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye

Re’îsi

Fevzi

Telgrafhânede ta‘kîb netîcesi olarak Matbû‘ât Müdîriyeti'ne

hitâben yazılmıs ve bir sûreti alınmıs olan teblîg-i resmî sûretidir.

Kalem-i Mahsûs Baskâtibi

_mza

Telgrafnâme

Mahreci: Karârgâh

Sûret

7/9/[13]38 Teblîg-i resmî: Sag cenâhda Yenisehir kıtâ‘âtımız tarafından isgâl

olundu. Sol cenâhda Ahmedli'yi isgâl eden düsmanı garba dogru tardeyledik. Düsman

gerek Salihli'yi gerekse Salihli'ye civâr olan bi'l-cümle kurâyı yakmıs ve ber-mu‘tâd

ahâlî-i Müslimeyi beseriyetde misli görülmeyen bir senâ‘at ve fecâ‘atle katl ve ihrâk

eylemisdir.

7/9/[13]38 E.H.U.R. [Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Re’îsi]Fevzi

BCA. 030 10 54 355 10

279

82

YUNANLILARIN ÇANAKKALE’N_N KAZA VE KÖYLER_YLE

DOGU TRAKYA’DA TÜRKLERE KARSI

KATL_ÂM YAPTIKLARI

Yunanlıların Bayramiç’te yaptıkları katliâmda üç yüze yakın

Müslümanın öldürüldügü, kuyulardan çok sayıda Müslüman cesedinin

çıkarıldıgı, Ezine’de katledilen insan sayısının ise akıllara durgunluk

verecek kadar çok oldugu, Çerkesköy’de belirli bir saatten sonra dısarı

çıkan Türkler için Yunan askerlerine vurma emri verildigi, Trakya’nın

ileri gelenleri ile askere yarayacak yastaki Müslümanların tutuklanıp

Kırkkilise hapishanesine gönderildigi, ihtiyar, genç bir kısım erkeklerin

de kolları baglı olarak bilinmeyen yerlere götürüldügü, Silivri’deki _slâm

mahallelerinin yakıldıgı, Çerkesköy ile Lüleburgaz arasındaki istasyonlar

civarında bulunan köy ve kasabalardan toplanan zahirelerin

Yunanistan’a sevkedildigi, Edirne esrâfının Adalar ve Selanik’e

götürüldükleri, Tekirdag ve Dedeagaç’ta bulunan seksen bin kadan

muhacirin geçim ve yerlestirilmeleri konusunda sıkıntı çekildigi, bos Rum

evlerinde oturan Müslümanların da sokaga atıldıgı, Yunan zulmünün

devam etmesi halinde Sarkî Trakya’da Müslüman nüfus kalmayacagından

bahisle acilen tedbir alınması gerektigi hakkındaki raporlar

20 Eylül 1922

Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dâ’iresi

Bayramiç Ahz-ı Asker Su‘be Riyâseti'nin raporundan

Su‘be arâzîsi içerüsünde yapdıkları tahrîbât: Mevcûd bütün ceviz ve bâdem

agaçlarının kat‘ ve ihrâkı, debboy içerüsünde mevcûd tüfenklik ve esyâ raflarının

kâmilen ref‘iyle kogus hâline ifrâgı, havz duvarlarının hedmi, gerek debboy ve gerek

dâ’irenin pencere kasalarıyla çerçevelerinin ve camlarının kısmen tahrîbi gibi az

masrafla telâfîsi kâbil tahrîbâttan ibâretdir.

Debboyun üst kısmındaki arâzîde mevcûd dört kuyunun içerüsünde bugün icrâ

kılınan taharriyât tüyleri ürpertecek fecâyi‘in mevcûdiyetini meydana çıkarmıs.

Canavarca katledilerek mezkûr kuyulara atılmıs beseriyyet-i ma‘sûme-i Müslimenin

na‘s-ı magfiret-naksı mezkûr kuyulardan hârice çıkarılmısdır. Yollarda, daglarda

katledilen, ne oldugu bugün meydânda olmayan kazâ ahâlîsinin mikdâr-ı telefâtı

hakkında henüz tedkîkâta girisilmemis ise de yalnız Bayramiç'de katledilen insanların

280

adedi takrîbî olarak üç yüze karîb oldugu anlasılmakdadır. Hükûmet Sandıgı'ndan

yirmi bes bin liraya karîb pâre asırdıkları ahâlîden yapdıkları resmî, gayr-ı resmî

soygunculugun mikdârı aldıkları hayvanât da dâhil olmak üzre dört yüz bin lirayı

mütecâviz bulundugu, tahrîb edilen ve yakılan emlâk ile zâyi‘ât-ı mâddiyye yekûnu

her hâlde bir milyon lirayı tecâvüz bile edecegi sübheden vârestedir. Ezine kazâsının

tahrîbâtı Bayramiç'e nisbeten on misli fazla bulundugu her kazâdan toparlayup tabur

merkezi olmak i‘tibârıyla Ezine'ye getirilen ve orada katledilüp el-yevm na‘sları

meydana çıkarılmakda olan zavallı ma‘sûm _slâmların adedi akıllara hayret verecek

derecede oldugu ve el’ân da arkası alınamadıgı ve Ayvacık kazâsı ise diger kazâlara

nisbeten zâyi‘ât-ı mâddiyye ve insan zâyi‘âtı nokta-ı nazarında bir parça hafîf bulundugu,

Bayramiç'de bulunan Hıristiyan sivil ahâlîden iki kisiden mâ‘adâ cümlesi

yerlerinden kımıldatılmayarak oturmakda bulundukları, ahâlînin muhâfaza-ı sükûnet

ederek simdiye kadar ufak bir vukû‘ât bile zuhûr etmedigi ma‘rûzdur.

Sark Hattı Askerî Komiserligi'nin raporundan

Çetelere yataklık etdiklerinden bahisle Pınarca Muhtarı _lbasanlı Arnavud

_brahim, Manika ile Çerkesköy arasında Yunan askerleri tarafından katledildigi.

Çerkesköy mevki‘ kumandanı[nın] idâre-i örfiyye ahkâmına tevfîkan aksam

sâ‘at sekizden sonra dısarıda görülecek herhangi bir Türk'ün katledilmesi hakkında

askerlere emir ve salâhiyet verdigi.

Yunanîler bütün Trakya'nın ileri gelenleri ile askere yarayacak sindeki

Müslümanları tevkîf ile Kırkkilise Habshânesi'ne sevketdikleri.

18 Eylül sene [13]38 târîhinde müsellah ve çete kıyâfetinde on bes Çerkesin

Dedeagaç'dan Çorlu'ya geldikleri ve ifâdelerine nazaran Anadolu'dan Yunanlılarla

Dedeagacı'na geçdikleri.

Silivri'deki _slâm mahalleleri Yunanlılar tarafından ihrâk edilmisdir.

Çerkesköyü'nden Lülebergos'a [Lüleburgaz] kadar istasyonlar civârındaki kurâ

ve kasabalarda toplanan zehâ’irin eski Yunanistan'a nakli içün Sark Simendüfer

_dâresi'nden 150 vagon taleb olunmusdur.

Türklere muhbirlik etdiklerinden dolayı kumpanyadan yirmi bes kisinin listesi

Yunanlılara verildiginden tevkîfât baslamısdır. Dedeagaç'da altmıs Türk esîrine tas

kırdırılmaktadır.

281

Rumili Hatt-ı Fâsıl Komiserligi'nin raporundan

Yunanlılar tarafından nefyedildikleri arzedilen Edirne esrâfının adalar ve

Selânik cihetlerine sevkedildikleri. 16/9/[13]38 târîhinde Manika, Vize ve Çerkesköyü'nden

iki vagon _slâm esrâf-ı mu‘teberânından bir kısmı Selânik'e bir kısmı da

Edirne'ye gönderildigi,

Trakya'da vaz‘-ı yed edilen zehâ’irin yirmi günden beri Selânik'e sevkedilmekde

oldugu,

Kırkkilise'den tekrâr otuz kisi daha taht-ı tevkîfe alınarak bir semt-i mechûle

sevkedildikleri.

Tekfurdagı [Tekirdag], Dedeagacı'nda yetmis-seksen bin mikdârında muhâcir

bulundugu ve muhâcirînin iskân ve i‘âseleri hükûmeti pek büyük bir acze düsürmüs

olup evvelâ bi'l-umûm kasaba ve karyelerdeki hânelerin nüfûs ve hacm-i istî‘âbîleri

tahrîr edilerek münâsib mahallere yerlesdirilmesi tasavvur edilmis ise de mukaddemâ

hicret etmis olan Rumların hânelerinde ikâmet etmekde bulunan _slâmların

çıkarılması tensîb edildiginden bir kaç günden beri muhtelif sebeb ve bahâneler ile

bî-çâre Müslümanların hânelerinden çıkarılarak sokak ortalarında bırakıldıkları.

18/9/[13]38'de Anadolu'dan on bes kadar müsellah bir Çerkes çetesinin Çorlu'ya

getirildigi.

Silivri'den üç araba silâh ahâlîye tevzî‘ edilmek üzre Bigados ve Satoz'a

sevkedildigi ve bir torpido ile ihrâc edilen efrâd ile yerli ahâlîden çete teskîlâtı icrâ

edilecegi.

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

Çatalca Mutasarrıflıgı'ndan vârid olan 19 Eylül sene [13]38

târîhli sifre telgrafnâme sûretidir.

Trakya ahvâline dâ’ir bir kaç günden beri vârid olan husûsî haberlere nazaran

Yunanlıların _slâm köylerine gece ve gündüz baskınlar yaparak ele geçirdikleri genç

ihtiyar bütün erkekleri kollarını bagladıkdan sonra bir semt-i mechûle sevketmekde

oldukları ve bu fecâyi‘in te’sîr ve tahrîkiyle kadın, erkek bi'l-umûm Trakya ahâlî-i

_slâmiyyesinin köylerini terkederek daglara, ormanlara dagıldıkları, Istranca Hatt-ı

Fâsıl Bölügü'nden is‘âr kılınmısdır. Bu hâlin bir müddet daha devâmı hâlinde Sarkî

282

Trakya dâhilindeki nüfûs-ı _slâmiyye tamâmıyla heder olacagından nüfûs-ı

merkûmenin te’mîn-i hayâtına mütedâ’ir vazîfe-i milliyye ve târîhiyyenin îfâsı ne gibi

tedâbîr-i siyâsiyyeye muhtâc ise âcilen infâzına müsâ‘ade buyurulması ehemmiyetle

ma‘rûzdur.

Fî 20 Eylül sene [1]338 Aslına mutâbıkdır

Mühür

BOA. HR. SYS. 2617/1-34, 36, 37

83

YALOVA VE EDREM_T’TE MÜSLÜMANLARA _SKENCE ED_P

YAKTIKTAN SONRA MALLARINI ÇALAN SAHISLARIN SUÇ

CETVELLER_YLE _NG_L_ZLERE TESL_M ED_LD_G_

Yalova’nın Kocadere köyünde bes yüz Müslümanı bir eve toplayıp

gazla yakan ve pencereden atlayanları kursunla sehit eden Vasil, Yani ve

arkadaslarıyla; Edremit’te Müslümanlara zulüm ve iskence edip mallarını

gasbeden Kaptan Vangel oglu Anastas, suçları sahitler, tahkik ve zabıt

varakası ile sabit olup üzerlerindeki para ve esya ile birlikte tebligat

geregince _ngiliz zabıtasına teslim edildilerse de _ngilizlerce serbest

bırakılacaklarının anlasıldıgı, hukuka aykırı bu durum karsısında siyasî

girisimlerde bulunulup bunların Osmanlı mahkemelerine verilmelerinin

saglanması gerektigi, suçlarını gösterir cetvelin de sunuldugu.

25 Eylül 1922

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

_dâre-i Umûmiyye-i Dâhiliyye Müdîriyeti

Umûmî: 57156/10

Husûsî: 340

Hâriciye Nezâret-i Celîlesi Cânib-i Âlîsine

Ma‘rûz-ı çâkerleridir ,

Anadolu’dan gelen ve haklarında sikâyet vukû‘ bulan sübheli eshâsın hangi

millete mensûb olursa olsun müttefikîn zâbıtasına lüzûm-ı teslîmlerini mübellig

bulunan sûreti melfûf iki kıt‘a varaka üzerine o sûretle mu‘âmele îfâsına mecbûriyet

283

hâsıl oldugu ve Anadolu’da ahâlî-i _slâmiyyeye zulüm ve iskence icrâ ve bunlardan

birçoklarını katl ve imhâ ve emvâl ve esyâlarını yagma ve hânelerini ihrâk

eylemelerinden dolayı vukû‘bulan mürâca‘at ve sikâyet üzerine der-dest ve ancak

ânifü’z-zikr teblîgât mûcebince üzerlerinde zuhûr eden pâre ve esyâ ile birlikde _ngiliz

zâbıtasına teslîm etdirilen kesânın esâmîsini mübeyyin cedvelin gönderildigi ve

Yalova’da Müslümanlara karsı icrâ-yı zulm ve i‘tisâf ve birçok kadınları ihrâk

etdikleri tahkîkât-ı vâkı‘a ile sâbit olan Vasil ve Yani ve rüfekâsının vukû‘bulan taleb

üzerine haklarındaki evrâk suretleriyle berâber Eylül’ün yirminci günü _ngiliz

zâbıtasına teslîm olundukları ve simdiye kadar Dersa‘âdet’e firâr ve ilticâ eyleyen ve

müdde‘î-i sahsîleri tarafından vâki‘ olan sikâyet üzerine der-dest etdirilen kesândan

herbirinin katl, ihrâk, nehb ü gârât ef‘âlinin fâ‘il ve mürtekibleri olduguna kanâ‘at-ı

vicdâniyye hâsıl ve ez-an cümle Vasil ve Yani nâm-ı digeri Mitro’nun bes yüz

Müslümanı, Yalova’nın Kocadere karyesinde Bekir Çavus nâmında birinin hânesine

toplayarak ve hâneye gaz dökdürerek cümlesini ihrâk ve imhâ etdiklerinin ve

pencereden atlayup tahlîs-i câna tesebbüs edenleri de kursunla sehîd ve ahâlînin pâre

ve mâllarını gasbeylediklerinin ru’yete müstenid sehâdât ile mertebe-i sübûta vâsıl

olmus ve Kaptan Vangel oglu Anastas nâmında birinin dahi Edremid’de ahâlî-i

_slâmiyyeye zulüm ve iskence ederek gasb-ı emvâle cür’et eyledigi evrâk-ı tahkîkiyye

ve zabıt varakası münderecâtı ve sühûd ifâdâtıyla tebeyyün etmis oldugu ve

merkûmların _ngiliz zâbıtasınca serbest bırakılacakları dahi mahsûs bulundugu

beyânıyla hukûk-ı umûmiyye ve sahsiyyeyi ihlâl edecegi müstagnî-i îzâh bulunan isbu

tarz mu‘âmele hakkında lâzım gelenler nezdinde tesebbüsât-ı siyâsiyye icrâsıyla

eshâs-ı merkûmenin mehâkim-i Osmâniyyeye tevdî‘leri esbâbının istikmâline Polis

Müdîriyyet-i Umûmiyyesi’nden alınan tezâkirde lüzûm gösterilmis ve tevdî‘ kılınan

sâlifü’z-zikr cedvel dahi leffen irsâl edilmis olmasına nazaran îfâ-yı muktezâsı ve

netîcesinden ma‘lûmât î‘tâsı menût-ı re’y-i âlî-i dâverîleridir. Ol bâbda emr ü fermân

hazret-i men-lehü’l-emrindir.

Fî 4 Safer sene [1]341 ve

Fî 25 Eylül sene [1]338

Dâhiliye Nâzırı

imza

284

 

 
EŞME KÖYÜ GEYVE TARİH
 
 


Muhacır diye küçümsenenler tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlardır,yani Düşmanla Sonuna Kadar Düğüşenlerdir; Çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendini feda edenlerdir ve düşman karşısında kaçmak,çakilmek nedir bilmeyenlerdir. MUHACİRLER kaybedilmiş ülkemizin milli hatıralarıdır... M. KEMAL ATATÜRK
17/01/1931:

Dağda üç beş koyun sürüsü, Tutturmuş bir kürdüstan türküsü, Eline almış bayrak diye bir masa örtüsü , Satsan beş para etmez ne ölüsü ne dirisi, Soyu soysuz olan sensin toprak senin neyine, İte itlik yapıp kafa tutma beyine, Anlasa dedigimi sokaktaki kopek aglar haline , Duy ulan soysuz Duy, ’’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’ ........................................................................................................................................................................................................................................ Kim demiş Avrupa insanı medeni? Ne edep var ne haya, çırılçıplak bedeni. Medeniyet dediğin açmaksa bedeni, Desene hayvan bizden daha medenî..
ONLAYN KİŞİ SAYISI
 
 
Sitemiz açılalı toplam 49462 ziyaretçi (89561 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol