EŞME KÖYÜ GEYVE TARİHİ SİTESİ EŞME BARAKA BİBERCİ AHMET AGA VATAN MİLLET SAKARYA eşme köyü geyve
   
 
  6-KATLİAM VE ZULÜM

 


ÖDEM
İS’TE YUNANLILARIN TİCARETİ ENGELLEYEREK HALKI

AÇLIGA MAHKÛM ETTİKLERİ, ÇOK SAYIDA MÜSLÜMANI

TUTUKLAYIP BİR KISMINI KATLETTİKLERİ

Ödemis’te Yunan askerlerince, Müslümanların tarla ve baglarına

gitmelerine izin verilmediginden mahsûlatın yagmalandıgı, çevre

köylerden pazara gelen köylüler kazaya sokulmadıgından ticaretin

yapılamadıgı, halkın açlıkla karsı karsıya bulundugu, köylerdeki

Müslümanların ölüm ve evlerinin yakılması ile tehdid olundugu ve

dövülerek iskence yapıldıgı, birçok kisinin hapse atıldıgı, alıp

götürülenlerin bazılarının ölü olarak bulundugu, bazılarının da

akibetlerinin mechul oldugu, hayvanlara ve esyalara el konuldugu,

Osmanlı mahkemelerince mahkûm edilen sahısların hapishaneden

salıverildikleri, yüzlerce kisinin Kuva-yı Milliye ile alakası oldugu

gerekçesiyle tutuklandıgı ve gerekli tedbirlerin acilen alınması gerektigi

hakkında Aydın Valiligi tarafından Yunan Fevkalade Komiserligi’ne

yazılan tezkire sureti.

16 Kasım 1919

Aydın Vilâyeti

Mektûbî Kalemi

Aded: 74639/831

Dâhiliye Nezâret-i Celîlesine

Devletlü efendim hazretleri,

Yunan kuvve-i isgâliyyesi tarafından Ödemis kazâsı ahâlî-i _slâmiyyesi

hakkında ikâ‘ edilmekde olan tecâvüzât ve i‘tisâfâta dâ’ir mahallî kâ’im-i

makâmlıgından vârid olan iki rapor üzerine Yunan Fevka'l-âde Komiserligi'ne yazılan

tezkirenin bir sûreti berây-ı ma‘lûmât leffen takdîm kılınmıs ve mümessil-i siyâsîlerin

bu bâbda sifâhen ve tahrîren nazar-ı dikkatleri celbedilmis olmagla emr ü fermân

hazret-i men-lehü'l-emrindir.

Fî 23 Safer sene 1338 ve

85

Fî 16 Tesrîn-i Sânî sene 1335/1919

Aydın Vâlîsi

imzâ

Aydın Vilâyeti

Mektûbî Kalemi

Ödemis'de: Ahâlî-i _slâmiyyenin on dakîka mesâfede bulunan tarla ve bag ve

bagçelerine vesîkasız gitmek salâhiyetini hâ’iz olmadıkları gibi vesîka almak içün

günlerce ugrasmakda oldukları, vesîka alabilenlerin de Yunan devriyeleri tarafından

geriye çevirilmekde oldugu ve bu sebeble mahsûlâtın yagmaya ugradıgı ve

kulübelerin tahrîb ve kerestelerinin sirkat edilmekde bulundugu ve civâr karyelerden

me’kûlât vesâ’ire almak üzre Ödemis'e gelen ahâlînin yollarda siviller ve askerler

tarafından soyuldugu ve Ödemis'de haftada bir kerre kurulan pazarın bu sebeblerle

mu‘attal oldugu ve bu hâller böylece devâm ederse zâten fakîr düsen ahâlî-i

_slâmiyyenin açlıga mahkûm olacagı, Bezdegüme ahâlîsinden Hoca oglu _brahim'in

iki yüz lira bedelle Ödemis'den bi'l-istirâ karyesi[ne] götürmekde oldugu iki öküzünün

yolda önüne geçen Adagideli dört Rum tarafından gasb ve kendisi darbedildigi, gerek

Ödemis'de ve gerek karyelerinde ve bi'l-hâssa Seyrekli karyesinde ahâlî-i _slâmiyyenin

Yunanlılar tarafından câmi‘lere toplatılarak kendilerinden tahkîkât icrâ olunacagı

bahânesiyle dögmek, sögmek ve hânelerinin ihrâk edilecegini söylemek sûretleriyle

tehdîd edilmekde ve Müslümanların cânlarından usandırılmakda oldugu, kadın, çoluk

ve çocukların hiç kabahatleri yok iken habse tıkıldıgı ve köylerde mahbûs bırakıldıgı,

Ödemis'de Büyük Câmi‘-i Serîf'in minâresinde okumakda olan mü’ezzin efendinin,

mendiliyle terini silerken gûyâ mendiliyle çetelere isâret verdigi bahânesiyle

minâreden indirilerek habshâneye götürüldügü, Havlıcık-ı Sagîr karyesi ahâlîsinden

olup iki ay evvel bagçesinde islemekde iken Yunan askerleri tarafından alunup

götürülen ve nerede oldugu simdiye kadar mechûl bulunan altmıs bes yasındaki Hacı

_brahim'in tesrîn-i evvelin yirmi ikinci günü, âlet-i kâtı‘a ile belinden ikiye ayrılmıs

oldugu hâlde belinden yukarısı bulunarak defnedildigi ve henüz tefessühe baslamasına

nazaran bir iki gün evvel parçalandıgının anlasıldıgı, Yunan kuvve-i isgâliyyesi

tarafından mübâya‘a edilecek lahmın beher kilosuna otuz gurus fî’ât takdîr edilmekle

berâber altmıs yetmis kıyyelik mevâsî yirmi bes otuz kıyye tahmîn edilerek bu mikdâr

üzerinden esmânı te’diye edilmek sûretiyle ashâbının ızrâr olundugu ve hayvanâtın

cebrî bir sûrette alınmagla berâber bu miyânda çift ve damızlık hayvanâtın da alındıgı,

hâneleri taharrî eden Yunan efrâdının bi'z-zât götürebilecekleri melbûsâtı

gasbetdikleri, Yeniköy, Yıkıklar(?), Geçilen(?), Sekiköy, Yusufdere ve Kayaköy

ahâlîsi erkek ve kadın kendi karyeleri civârındaki tarlalarında çalısmakdalar iken

Ödemis'in Hacı _lyas mevki‘i Yunan karagolu efrâdından bir müfreze tarafından

evvelâ üzerleri aranılarak neleri varsa alındıkdan ve darb ve tahkîr edildikden ve gece

86

karanlıklarına kadar süngü altında bulundurdukdan sonra serbest bırakıldıgı,

Ödemis'in Seki karyesinden Kurbancı Veli mahdûmu Hüseyin ve Yeniköy

karyesinden Hacı Hâfız ve Hacı Mustafa efendilerin alunup götürüldükleri ve hâlâ

nerede olduklarının bilinemedigi ve karyeler ahâlîsinin bu zulümlerden tevahhus

ederek zirâ‘atlarını terketdikleri, tesrîn-i evvelin yirmi besinci günü kimisi çetelerle

münâsebetdâr oldugu ve kimisi Yunan aleyhdârı bulundugu bahâne ve iftirâlarıyla üç

yüz kisinin tevkîf edildigi ve bundan korkan kura ahâlîsinin Ödemis'e gelemedikleri,

Ödemis Yunan Kumandanlıgı tarafından her gece devâ’ir-i hükûmetin ve ale'l-husûs

Mal Sandıgı Odası'nın bi't-tehdîd açdırılmak istenildigi, tesrîn-i evvel'in yirmi

altısında Yenice karyesi civârındaki tarlasında çift sürmekde olan elli yaslarında Hacı

Süleyman oglunun bir Yunan müfrezesi tarafından üzeri bi't-taharrî bes lirası

gasbolundukdan sonra üç kursun endâhtı ve otuz süngü saplanılması sûretiyle pek

gaddârâne öldürüldügü, Osmanlı mahkemesince mahkûmen mahbûs bulunan eshâsın

Yunanlılar tarafından hod-be-hod tahliye edilmekle berâber "Tecâvüzden masûndur"

diye ellerine vesâ’ik de verilmekde oldugu istihbâr kılınmısdır. Bütün bu ta‘addiyât ve

i‘tisâfâtın hedefi ahâlî-i _slâmiyye olmasına göre bu hâllerden ahâlî-i merkûmenin ne

derecelere kadar ezilmekde oldugunun ta‘yîni îzâh u tefsîr külfetlerinden müstagni

bulundugu gibi her-bâr çetelerle münâsebetdâr olduklarının öne sürülmesinin de

çeteler üzerinde beyhûde yere kin ve adâvet hisleri uyandıracagı pek bedîhi

bulundugundan ahvâl ve harekât-ı mebhûsün-anhâya karsı adâlet, insâniyet, merhamet

ve sefkat noktalarından ne yapılmak lâzım gelir ise müsta‘celen tatbîk ve icrâsı içün

ez-ser-i nev nazar-ı dikkat-i aliyyelerini celbeder ve bu vesîle ile de te’yîd-i mü’essir-i

ihtirâmkârî eylerim.

BOA. DH. KMS. 52-5/24

YUNANLILARLA RUMLARIN KATLİÂM YAPMALARINDAN DOLAYI

SAHİL KÖYLERİNİN GÖÇE BASLADIGI VE İZMİR’DE İSKÂN

ETTİRİLEN RUMLAR YÜZÜNDEN MÜSLÜMANLARIN

MUHACİR DURUMUNA DÜSGÜ

izmir’de Yunanlıların Müslümanlara karsı uyguladıkları

baskılardan dolayı sahil bölgelerindeki köylerde yasayanların göç etmek

istedikleri, Çesme’ye baglı Karaköy’ü basan Rum çetelerinin Müslüman

nüfusun bir kısmını katledip bir kısmını yaraladıkları, kadınların ırzlarına

tecavüz ettikleri, bu baskını duyarak korkuya kapılan çevre köylerin

87

kayıklarla izmir’e göçe basladıkları ve göçün devam edecegi yönünde

istihbarat alındıgı, Selanik ve Makedonya’dan getirilen yüzlerce Rumun

izmir’e yerlestirilmesiyle muhacir durumuna düsen Müslümanların

izmir’de yasamalarının imkânsız hale geldigi, silahı olmayan Osmanlı

jandarmasına silah dagıtılması için merkeze gelmeleri gereken köy ihtiyar

heyetlerinin Yunan baskısı sebebiyle merkeze getirilemediginin

bildirildigi, ayrıca muhacirlerin ihtiyaçları için istenen paranın derhal

gönderilmesi istirhamı.

15 Subat 1920

izmir

Muhâcirîn Dâ’iresi

148

Asâyir ve Muhâcirîn Müdîriyyet-i Umûmiyyesi Cânib-i Âlîsine

Atûfetlü efendim hazretleri,

Yunanlıların son zamanlarda ahâlî-i _slâmiyye hakkında icrâ eyledikleri tazyîkât

ve sevâhildeki kurâ sekenesinin kâmilen hicret etmeleri husûsunda irtikâb edilen

envâ‘-ı fecâyi‘ cümlesinden olmak üzre on bes yirmi gün mukaddem Çesme kazâsına

tâbi‘ Karaköy'ü Rum çeteleri tarafından basılarak ahâlî-i kurâdan ba‘zıları katl ve

ba‘zıları mecrûh ve kadınlara ta‘arruz vukû‘ buldugu gibi külliyetli nukûd

gasbedilmis ve binâ’en-aleyh isbu fecâyi‘den tevahhus ve mütedehhis olan civâr

köylerde meskûn muhâcirîn-i _slâmiyyeden yüz elli hâne halkı _zmir'e ilticâ eylemek

üzre ihtiyâr-ı hicretle yelkenli kayıklarla günlerce fırtına se[be]biyle deniz üzerinde

çalkandıkdan sonra kemâl-i sefâletle _zmir'e ilticâ eylemislerdir. Bunların merkeze

hîn-i ilticâlarında Yunan Hükûmeti tarafından Naibzâde Ali Bey ile ba‘zı memûrîn-i

Yunaniyye ma‘rifetiyle gûyâ esbâb-ı istirâhatlarına çalısıldıgını münekkıdîn-i ecânibe

göstermek üzre fa‘âliyet ibrâz edilmis ve dâ’ire-i âcizînin dahi istirâki taleb olunmus

ve bi't-tab‘ me’mûrîn-i â’idesiyle bunların iskân ve i‘âselerine gayret olunmus ve

ma‘a-hazâ külle-yevm sevâhilden yirmi, otuz, elli hâne muhâcir vürûd etmekde

bulunmus ve binâ’en-aleyh tevâliyen icrâ kılınan tazyîkât ve fecâyi‘ üzerine sevâhilde

meskûn ahâlî-i _slâmiyyenin de bir âtî-i karîbde kâmilen merkeze ilticâ eyleyecekleri

mahallî me’mûrlarıyla sebkeden muhâbereden anlasıldıgı ve ez-cümle 11 Subat sene

[1]336 târîhinde Foça Kâ’im-i makâmlıgı'ndan alınan telgrafnâmede Selânik'den bu

kerre dahi bir Yunan vapuruyla Foça iskelesine bes yüz kırk Rum nüfûs çıkarıldıgı ve

hâlbuki târîh-i mezkûrdan üç gün mukaddem Foça'ya tâbi‘ Geren karyesine iskân

edilmis muhâcirînden bir iki kisi idâreye mürâca‘atla bir hafta mukaddem mezkûr

karyeden hicret etmeleri içün tazyîk ve ihâfe edildiklerini beyân etmeleri üzerine her

hâlde bulundukları mahalli terketmemeleri ve sebât eylemeleri gerek merkûmûna ve

88

gerek kâ’im-i makâmlıga bildirilmis ve makâm-ı vilâyetden dahi isbu tehdîdâtın iki

unsur beyninde sû’-i tefehhüm ve burûdeti tezyîd edecegi ve isgâl hâricinde fenâ sû’-i

te’sîr vücûda getirecegi Yunan Fevka'l-âde Komiserligi'ne îzâh ve is‘âr kılınmıs ise de

ahîren jandarma alay kumandanlıgından alınan tezkirede Makedonya'dan

mütemâdiyen Rum ahâlî getirilmekde ve bu miyânda sâlifü'l-arz Geren karyesine de

yüz seksen hâne halkı yerlesdirilmek üzre bulundugu ve esbâb-ı ânife karsusunda

muhâcirîn-i mezkûrenin bi't-tab‘ barınamayacakları ve külle-yevm merkeze ilticâ eden

muhâcirînin mütekâsif bir hâlde burada bulundurulmaları gayr-ı muvâfık ve mebânî-i

umûmiyyenin Yunanlılar tarafından taht-ı isgalde bulunması hasebiyle emr-i

iskânlarının merkezce te’mîninde usret mevcûd oldugu ve bunların tevzî‘an kurâda ve

mülhakâtda iskân edilmek üzre mülhakât memûrîn-i mülkiyyesine is‘ârâtda

bulunularak alınan cevâblar da mahallî kuvve-i isgâliyye kumandanlıklarınca

muhâcirîn kabûl edilemeyecegi ve hattâ ba‘zı köy ahâlîsi dahi görmekde oldukları

cebr ve tazyîk dolayısıyla bir çok müskilâtla sehirlerde ikâmet eylemegi tercîh

eylediklerinden ve farz-ı muhâl olarak sevkleri kabûl edilse bile merkez kazâda

bunları barındırmak içün münâsib mahal olmadıgı ve kazâ sekenesinin de serbestçe

köylerine, tarlalarına gidüp gelemedikleri bildirilmis ve esâsen Osmanlı

jandarmasının silâhı olmadıgı cihetle tevzî‘ât icrâ olunmak üzre kurâ hey’et-i

ihtiyâriyyesinin merkeze celbine imkân olmadıgı alay kumandanlıgından bildirilmis

ve binâ’en-aleyh muhâcirînin kısmen merkezde idâreleri bir emr-i zarûrî bulunmus

oldugundan 5 Subat sene [1]336 târîh ve 143 numaralu tahrîrât-ı âcizî ile irsâli

istirhâmında bulundugum nakdin sür‘at-i irsâline müsâ‘ade-i atûfîlerinin sâyân

buyurulması bâbında emr ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

15/2/[1]336

Muhâcirîn Müdîri

_mza

BCA. 272 11 15 56 9

29

NAZİLLİ’N_N KÖYLERİNİ İSGAL EDEN YUNANLILARIN EVLERİ

YAKTIKLARI VE KADINLARA TECAVÜZ ETTİKLERİ

Nazilli’nin Keten, Mescidli, Kaymakçı-yı Kebir ve Kaymakçı-yı

Sagir köylerini isgal eden Yunanlıların kadın ve kızlara tecavüz ettikleri,

çok sayıda evi yaktıkları, ahalisi göç eden köyleri top atesine tuttukları ve

kaçamayanları katlettikleri.

89

26 Subat 1920

Sifre Telgrafnâme

Bâb-ı Âlî

Dâhiliye Nezâreti

Sifre Kalemi

Mahreci: Nazilli

Târîh-i kesîdesi: 26 Subat sene [13]36

Kaleme Vurûdu: 26 minh

C. 5 Subat sene [13]36 târîhli ve 119 numaralu tele zeyl.

Yunanîlerin taht-ı isgâllerinde bulunan Keten karyesinde on kadar hâneyi ve

Mescidli karyesinde 2 Kânûn-ı Sânî sene [13]36 târîhinden bugüne kadar üç def‘a

mikdârı mechûl hâneleri ihrâk etdikleri ve 21 Tesrîn-i Sânîde isgâl etdikleri

Kaymakcı-yı Kebîr'de birkaç hâne ile Kaymakcı-yı Sagir'in muhtelif zamanlarda

kısm-ı a‘zamını kezâlik ihrâk etdikleri ve taht-ı isgâllerinde bulunup da ahâlîsi çekilen

bütün kurâyı her gün topa tutmakda oldukları ve Kaymakcı karyelerinin bidâyet-i

isgâllerinde bir takım afîfe kadınlara varıncaya kadar hetk-i ırzda bulundukları ve

kaçamayanları katleyledikleri tahkîkât-ı mevsûkaya atfen Balyanbolu Müdîriyeti'nden

cevâben bildirilmis oldugu.

Fî 23 Subât sene [13]36

Vekîl-i Mutasarrıf

Hüseyin Naci

BOA. DH. KMS. 52-5/60

30

YUNAN İSGAL KUVVETLERİN VE YERLİ RUMLARIN MANİSA’DA

IRZA TECAVÜZ, KATLİÂM VE SOYGUNCULUK YAPTIKLARI

Yunan kuvvetlerinin Manisa’yı isgalleri esnasında kasaba ve

köylerde Müslümanlara karsı katliâm, ırza tecavüz, yagmacılık yaptıkları,

yerli ve basıbozuk Rumlarla birlikte hareket ederek Manisa-Akhisar

demiryolu güzergâhında bulunan Hacı Rahmanlı ve Kapaklı köyleri de

90

dahil diger bütün köylerde _slâm nüfusunu katledip mallarını

yagmaladıkları, bag ve bahçelerinde çalısırken tutuklanan yüzlerce

Müslümanı _zmir üzerinden Atina’ya gönderdikleri, Mısır’da esirken

_ngilizlerce serbest bırakılan yüz altmıs kadar Müslümanın Manisa’da

Yunanlılar tarafından tekrar esir edildigi, agır sartlarda çalıstırılan bu

esirlerin gıdasızlık ve iskence yüzünden vefat ettikleri, halkın sahip oldugu

binek ve yük hayvanları ile nakil vasıtalarına el konuldugu

bildirildiginden mezâlime son verilmedigi takdirde Müslümanların

tamamıyla imha olunacagı, tedbir alınması gerektigi.

28 Temmuz 1920

Bâb-ı Âli

Dâhiliye Nezâreti

Emniyyet-i Umûmiyye Müdîriyeti

Su’be: Âsâyis

Husûsî: 635

Yunanîler tarafından islâmlara

yapılan mezâlime dâ’ir.

Hâriciye Nezâret-i Celîlesi Cânib-i Sâmîsine

Ma‘rûz-u çâker-i kemineleridir,

28 Haziran sene [1]336 târîhiyle Manisa Jandarma Taburu Kumandanlıgı'ndan

yazılup _zmir Jandarma Alayı Kumandanlıgı'ndan bu kerre gönderilen raporda

"Yunanlıların son ta‘aruzlarında dâhil oldukları kasaba ve karyelerde katli‘âm ve

hetk-i ırz ve gasb-ı emvâl husûsunda en esna‘ hâlâta tasaddî ile ma‘sûm ve bî-günâh

ahâlî-i _slâmiyyeyi perîsân ve harekât-ı vâkı‘adan nâsî tahlîs-i cân içün hicrete mecbûr

ve muztar kalan kurâ halkını bilâ-merhamet katletdikleri gibi kuvâ-yı isgâliyye

kıta‘âtını adım adım ta‘kîb eden yerli ve bası bozuk Rum ahâlîden mürekkeb ve

müsellah çapulcu gruplarının da kuvâ-yı isgâliyye efrâdının istirâk ve

mu‘âvenetleriyle yekdigeriyle müsâbaka edercesine yagma-gerlikde bulundukları ve

bi'l-hâssa Manisa'nın Horusköy, Muradiye (Hamidiye) karyeleri Rumlarının hayvan

ve arabalarla Yunan asâkîrini ta‘kîb ile müte‘addid seferler yaparak emvâl-i magsûbe

ile avdet eyledikleri Manisa ile Akhisar arasında simendüfer güzergâhında bulunan

Hacırahmanlı ve Kapaklı karyelerinden mâ‘adâ isgâl edilen sâha dâhilinde kâ’in

kurânın hemân kâffesinde katl-i nüfûs ve nehb-i emvâl vukû‘ buldugu gibi ba‘zı

köyleri büsbütün ihrâk etdikleri ve vakt-i hasâd olmak hasebiyle ovalarda is ve

91

güçleriyle istigâl etmekde bulunan yüzlerce ahâlî-i _slâmiyyenin kuvâ-yı isgâliyye

tarafından der-dest ve tevkîf edilerek berây-ı teshîr ve tahkîr _zmir'e ve rivâyete

nazarân oradan da bahren Atina'ya sevkedildikleri ve bu sûretle kırlarda emniyet ve

âsâyis kalmadıgı ve sehir ahâlîsi bile tarla bag ve bagçelerine gidemedigi ve Mısır'da

esîr iken _ngiltere Hükûmeti tarafından serbest bırakılan yüz altmıs kadar efrâdın

tekrâr Manisa'da esîr edilerek taht-ı tevkîfe alındıkları ve bunların hidemât-ı sâkkada

istihdâm edilmelerinden ve dûçâr oldukları gıdasızlık ve iskence yüzünden birer birer

vefât eylemekde bulundukları ve vesâ’it-i nakliyye dercetmekde bulunan Yunanîlerin

tercîhen ahâlî-i _slâmiyye nezdinde bulunan ve anların yegâne medâr-ı ma‘îseti olan

bir tek bârgîr ve arabayı bile alarak unsur-ı _slâmı büsbütün her seyden mahrûm ve

sefîl bırakdıkları bildirildigi Umûm Jandarma Kumandanlıgı'ndan is‘âr kılınmıs

olmagla evvel ve âhir arz ve is‘âr olundugu üzre Yunanîlerin ahâlî-i _slâmiyyeye karsı

revâ görmekde oldukları mezâlim ve senâyi‘e nihâyet verilmedigi takdîrde oralardaki

unsur-ı _slâmın büsbütün mahv u perîsân olacakları muhakkak bulundugundan

keyfiyetin icâb edenlere iblâgıyla ahâlî-i ma‘sûmenin mezâlim ve ta‘adiyâtdan

vikâyeleri esbâbının istihsâline müsâ‘ade-i sâmiye-i fahimâneleri sezâ-vâr

buyurulmak bâbında emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Fî Zilka‘de sene [1]338 ve Dâhiliye Nâzırı

Fî 28 Temmuz sene [1]336 Vekîli

Bende

_mza

BOA. HR. SYS. 2618/23

 

 

 
EŞME KÖYÜ GEYVE TARİH
 
 


Muhacır diye küçümsenenler tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlardır,yani Düşmanla Sonuna Kadar Düğüşenlerdir; Çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendini feda edenlerdir ve düşman karşısında kaçmak,çakilmek nedir bilmeyenlerdir. MUHACİRLER kaybedilmiş ülkemizin milli hatıralarıdır... M. KEMAL ATATÜRK
17/01/1931:

Dağda üç beş koyun sürüsü, Tutturmuş bir kürdüstan türküsü, Eline almış bayrak diye bir masa örtüsü , Satsan beş para etmez ne ölüsü ne dirisi, Soyu soysuz olan sensin toprak senin neyine, İte itlik yapıp kafa tutma beyine, Anlasa dedigimi sokaktaki kopek aglar haline , Duy ulan soysuz Duy, ’’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’ ........................................................................................................................................................................................................................................ Kim demiş Avrupa insanı medeni? Ne edep var ne haya, çırılçıplak bedeni. Medeniyet dediğin açmaksa bedeni, Desene hayvan bizden daha medenî..
ONLAYN KİŞİ SAYISI
 
 
Sitemiz açılalı toplam 49454 ziyaretçi (89550 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol