ÖDEMİS’TE YUNANLILARIN TİCARETİ ENGELLEYEREK HALKI
AÇLIGA MAHKÛM ETTİKLERİ, ÇOK SAYIDA MÜSLÜMANI
TUTUKLAYIP BİR KISMINI KATLETTİKLERİ
Ödemis’te Yunan askerlerince, Müslümanların tarla ve baglarına
gitmelerine izin verilmediginden mahsûlatın yagmalandıgı, çevre
köylerden pazara gelen köylüler kazaya sokulmadıgından ticaretin
yapılamadıgı, halkın açlıkla karsı karsıya bulundugu, köylerdeki
Müslümanların ölüm ve evlerinin yakılması ile tehdid olundugu ve
dövülerek iskence yapıldıgı, birçok kisinin hapse atıldıgı, alıp
götürülenlerin bazılarının ölü olarak bulundugu, bazılarının da
akibetlerinin mechul oldugu, hayvanlara ve esyalara el konuldugu,
Osmanlı mahkemelerince mahkûm edilen sahısların hapishaneden
salıverildikleri, yüzlerce kisinin Kuva-yı Milliye ile alakası oldugu
gerekçesiyle tutuklandıgı ve gerekli tedbirlerin acilen alınması gerektigi
hakkında Aydın Valiligi tarafından Yunan Fevkalade Komiserligi’ne
yazılan tezkire sureti.
16 Kasım 1919
Aydın Vilâyeti
Mektûbî Kalemi
Aded: 74639/831
Dâhiliye Nezâret-i Celîlesine
Devletlü efendim hazretleri,
Yunan kuvve-i isgâliyyesi tarafından Ödemis kazâsı ahâlî-i _slâmiyyesi
hakkında ikâ‘ edilmekde olan tecâvüzât ve i‘tisâfâta dâ’ir mahallî kâ’im-i
makâmlıgından vârid olan iki rapor üzerine Yunan Fevka'l-âde Komiserligi'ne yazılan
tezkirenin bir sûreti berây-ı ma‘lûmât leffen takdîm kılınmıs ve mümessil-i siyâsîlerin
bu bâbda sifâhen ve tahrîren nazar-ı dikkatleri celbedilmis olmagla emr ü fermân
hazret-i men-lehü'l-emrindir.
Fî 23 Safer sene 1338 ve
85
Fî 16 Tesrîn-i Sânî sene 1335/1919
Aydın Vâlîsi
imzâ
Aydın Vilâyeti
Mektûbî Kalemi
Ödemis'de: Ahâlî-i _slâmiyyenin on dakîka mesâfede bulunan tarla ve bag ve
bagçelerine vesîkasız gitmek salâhiyetini hâ’iz olmadıkları gibi vesîka almak içün
günlerce ugrasmakda oldukları, vesîka alabilenlerin de Yunan devriyeleri tarafından
geriye çevirilmekde oldugu ve bu sebeble mahsûlâtın yagmaya ugradıgı ve
kulübelerin tahrîb ve kerestelerinin sirkat edilmekde bulundugu ve civâr karyelerden
me’kûlât vesâ’ire almak üzre Ödemis'e gelen ahâlînin yollarda siviller ve askerler
tarafından soyuldugu ve Ödemis'de haftada bir kerre kurulan pazarın bu sebeblerle
mu‘attal oldugu ve bu hâller böylece devâm ederse zâten fakîr düsen ahâlî-i
_slâmiyyenin açlıga mahkûm olacagı, Bezdegüme ahâlîsinden Hoca oglu _brahim'in
iki yüz lira bedelle Ödemis'den bi'l-istirâ karyesi[ne] götürmekde oldugu iki öküzünün
yolda önüne geçen Adagideli dört Rum tarafından gasb ve kendisi darbedildigi, gerek
Ödemis'de ve gerek karyelerinde ve bi'l-hâssa Seyrekli karyesinde ahâlî-i _slâmiyyenin
Yunanlılar tarafından câmi‘lere toplatılarak kendilerinden tahkîkât icrâ olunacagı
bahânesiyle dögmek, sögmek ve hânelerinin ihrâk edilecegini söylemek sûretleriyle
tehdîd edilmekde ve Müslümanların cânlarından usandırılmakda oldugu, kadın, çoluk
ve çocukların hiç kabahatleri yok iken habse tıkıldıgı ve köylerde mahbûs bırakıldıgı,
Ödemis'de Büyük Câmi‘-i Serîf'in minâresinde okumakda olan mü’ezzin efendinin,
mendiliyle terini silerken gûyâ mendiliyle çetelere isâret verdigi bahânesiyle
minâreden indirilerek habshâneye götürüldügü, Havlıcık-ı Sagîr karyesi ahâlîsinden
olup iki ay evvel bagçesinde islemekde iken Yunan askerleri tarafından alunup
götürülen ve nerede oldugu simdiye kadar mechûl bulunan altmıs bes yasındaki Hacı
_brahim'in tesrîn-i evvelin yirmi ikinci günü, âlet-i kâtı‘a ile belinden ikiye ayrılmıs
oldugu hâlde belinden yukarısı bulunarak defnedildigi ve henüz tefessühe baslamasına
nazaran bir iki gün evvel parçalandıgının anlasıldıgı, Yunan kuvve-i isgâliyyesi
tarafından mübâya‘a edilecek lahmın beher kilosuna otuz gurus fî’ât takdîr edilmekle
berâber altmıs yetmis kıyyelik mevâsî yirmi bes otuz kıyye tahmîn edilerek bu mikdâr
üzerinden esmânı te’diye edilmek sûretiyle ashâbının ızrâr olundugu ve hayvanâtın
cebrî bir sûrette alınmagla berâber bu miyânda çift ve damızlık hayvanâtın da alındıgı,
hâneleri taharrî eden Yunan efrâdının bi'z-zât götürebilecekleri melbûsâtı
gasbetdikleri, Yeniköy, Yıkıklar(?), Geçilen(?), Sekiköy, Yusufdere ve Kayaköy
ahâlîsi erkek ve kadın kendi karyeleri civârındaki tarlalarında çalısmakdalar iken
Ödemis'in Hacı _lyas mevki‘i Yunan karagolu efrâdından bir müfreze tarafından
evvelâ üzerleri aranılarak neleri varsa alındıkdan ve darb ve tahkîr edildikden ve gece
86
karanlıklarına kadar süngü altında bulundurdukdan sonra serbest bırakıldıgı,
Ödemis'in Seki karyesinden Kurbancı Veli mahdûmu Hüseyin ve Yeniköy
karyesinden Hacı Hâfız ve Hacı Mustafa efendilerin alunup götürüldükleri ve hâlâ
nerede olduklarının bilinemedigi ve karyeler ahâlîsinin bu zulümlerden tevahhus
ederek zirâ‘atlarını terketdikleri, tesrîn-i evvelin yirmi besinci günü kimisi çetelerle
münâsebetdâr oldugu ve kimisi Yunan aleyhdârı bulundugu bahâne ve iftirâlarıyla üç
yüz kisinin tevkîf edildigi ve bundan korkan kura ahâlîsinin Ödemis'e gelemedikleri,
Ödemis Yunan Kumandanlıgı tarafından her gece devâ’ir-i hükûmetin ve ale'l-husûs
Mal Sandıgı Odası'nın bi't-tehdîd açdırılmak istenildigi, tesrîn-i evvel'in yirmi
altısında Yenice karyesi civârındaki tarlasında çift sürmekde olan elli yaslarında Hacı
Süleyman oglunun bir Yunan müfrezesi tarafından üzeri bi't-taharrî bes lirası
gasbolundukdan sonra üç kursun endâhtı ve otuz süngü saplanılması sûretiyle pek
gaddârâne öldürüldügü, Osmanlı mahkemesince mahkûmen mahbûs bulunan eshâsın
Yunanlılar tarafından hod-be-hod tahliye edilmekle berâber "Tecâvüzden masûndur"
diye ellerine vesâ’ik de verilmekde oldugu istihbâr kılınmısdır. Bütün bu ta‘addiyât ve
i‘tisâfâtın hedefi ahâlî-i _slâmiyye olmasına göre bu hâllerden ahâlî-i merkûmenin ne
derecelere kadar ezilmekde oldugunun ta‘yîni îzâh u tefsîr külfetlerinden müstagni
bulundugu gibi her-bâr çetelerle münâsebetdâr olduklarının öne sürülmesinin de
çeteler üzerinde beyhûde yere kin ve adâvet hisleri uyandıracagı pek bedîhi
bulundugundan ahvâl ve harekât-ı mebhûsün-anhâya karsı adâlet, insâniyet, merhamet
ve sefkat noktalarından ne yapılmak lâzım gelir ise müsta‘celen tatbîk ve icrâsı içün
ez-ser-i nev nazar-ı dikkat-i aliyyelerini celbeder ve bu vesîle ile de te’yîd-i mü’essir-i
ihtirâmkârî eylerim.
BOA. DH. KMS. 52-5/24
YUNANLILARLA RUMLARIN KATLİÂM YAPMALARINDAN DOLAYI
SAHİL KÖYLERİNİN GÖÇE BASLADIGI VE İZMİR’DE İSKÂN
ETTİRİLEN RUMLAR YÜZÜNDEN MÜSLÜMANLARIN
MUHACİR DURUMUNA DÜSTÜGÜ
izmir’de Yunanlıların Müslümanlara karsı uyguladıkları
baskılardan dolayı sahil bölgelerindeki köylerde yasayanların göç etmek
istedikleri, Çesme’ye baglı Karaköy’ü basan Rum çetelerinin Müslüman
nüfusun bir kısmını katledip bir kısmını yaraladıkları, kadınların ırzlarına
tecavüz ettikleri, bu baskını duyarak korkuya kapılan çevre köylerin
87
kayıklarla izmir’e göçe basladıkları ve göçün devam edecegi yönünde
istihbarat alındıgı, Selanik ve Makedonya’dan getirilen yüzlerce Rumun
izmir’e yerlestirilmesiyle muhacir durumuna düsen Müslümanların
izmir’de yasamalarının imkânsız hale geldigi, silahı olmayan Osmanlı
jandarmasına silah dagıtılması için merkeze gelmeleri gereken köy ihtiyar
heyetlerinin Yunan baskısı sebebiyle merkeze getirilemediginin
bildirildigi, ayrıca muhacirlerin ihtiyaçları için istenen paranın derhal
gönderilmesi istirhamı.
15 Subat 1920
izmir
Muhâcirîn Dâ’iresi
148
Asâyir ve Muhâcirîn Müdîriyyet-i Umûmiyyesi Cânib-i Âlîsine
Atûfetlü efendim hazretleri,
Yunanlıların son zamanlarda ahâlî-i _slâmiyye hakkında icrâ eyledikleri tazyîkât
ve sevâhildeki kurâ sekenesinin kâmilen hicret etmeleri husûsunda irtikâb edilen
envâ‘-ı fecâyi‘ cümlesinden olmak üzre on bes yirmi gün mukaddem Çesme kazâsına
tâbi‘ Karaköy'ü Rum çeteleri tarafından basılarak ahâlî-i kurâdan ba‘zıları katl ve
ba‘zıları mecrûh ve kadınlara ta‘arruz vukû‘ buldugu gibi külliyetli nukûd
gasbedilmis ve binâ’en-aleyh isbu fecâyi‘den tevahhus ve mütedehhis olan civâr
köylerde meskûn muhâcirîn-i _slâmiyyeden yüz elli hâne halkı _zmir'e ilticâ eylemek
üzre ihtiyâr-ı hicretle yelkenli kayıklarla günlerce fırtına se[be]biyle deniz üzerinde
çalkandıkdan sonra kemâl-i sefâletle _zmir'e ilticâ eylemislerdir. Bunların merkeze
hîn-i ilticâlarında Yunan Hükûmeti tarafından Naibzâde Ali Bey ile ba‘zı memûrîn-i
Yunaniyye ma‘rifetiyle gûyâ esbâb-ı istirâhatlarına çalısıldıgını münekkıdîn-i ecânibe
göstermek üzre fa‘âliyet ibrâz edilmis ve dâ’ire-i âcizînin dahi istirâki taleb olunmus
ve bi't-tab‘ me’mûrîn-i â’idesiyle bunların iskân ve i‘âselerine gayret olunmus ve
ma‘a-hazâ külle-yevm sevâhilden yirmi, otuz, elli hâne muhâcir vürûd etmekde
bulunmus ve binâ’en-aleyh tevâliyen icrâ kılınan tazyîkât ve fecâyi‘ üzerine sevâhilde
meskûn ahâlî-i _slâmiyyenin de bir âtî-i karîbde kâmilen merkeze ilticâ eyleyecekleri
mahallî me’mûrlarıyla sebkeden muhâbereden anlasıldıgı ve ez-cümle 11 Subat sene
[1]336 târîhinde Foça Kâ’im-i makâmlıgı'ndan alınan telgrafnâmede Selânik'den bu
kerre dahi bir Yunan vapuruyla Foça iskelesine bes yüz kırk Rum nüfûs çıkarıldıgı ve
hâlbuki târîh-i mezkûrdan üç gün mukaddem Foça'ya tâbi‘ Geren karyesine iskân
edilmis muhâcirînden bir iki kisi idâreye mürâca‘atla bir hafta mukaddem mezkûr
karyeden hicret etmeleri içün tazyîk ve ihâfe edildiklerini beyân etmeleri üzerine her
hâlde bulundukları mahalli terketmemeleri ve sebât eylemeleri gerek merkûmûna ve
88
gerek kâ’im-i makâmlıga bildirilmis ve makâm-ı vilâyetden dahi isbu tehdîdâtın iki
unsur beyninde sû’-i tefehhüm ve burûdeti tezyîd edecegi ve isgâl hâricinde fenâ sû’-i
te’sîr vücûda getirecegi Yunan Fevka'l-âde Komiserligi'ne îzâh ve is‘âr kılınmıs ise de
ahîren jandarma alay kumandanlıgından alınan tezkirede Makedonya'dan
mütemâdiyen Rum ahâlî getirilmekde ve bu miyânda sâlifü'l-arz Geren karyesine de
yüz seksen hâne halkı yerlesdirilmek üzre bulundugu ve esbâb-ı ânife karsusunda
muhâcirîn-i mezkûrenin bi't-tab‘ barınamayacakları ve külle-yevm merkeze ilticâ eden
muhâcirînin mütekâsif bir hâlde burada bulundurulmaları gayr-ı muvâfık ve mebânî-i
umûmiyyenin Yunanlılar tarafından taht-ı isgalde bulunması hasebiyle emr-i
iskânlarının merkezce te’mîninde usret mevcûd oldugu ve bunların tevzî‘an kurâda ve
mülhakâtda iskân edilmek üzre mülhakât memûrîn-i mülkiyyesine is‘ârâtda
bulunularak alınan cevâblar da mahallî kuvve-i isgâliyye kumandanlıklarınca
muhâcirîn kabûl edilemeyecegi ve hattâ ba‘zı köy ahâlîsi dahi görmekde oldukları
cebr ve tazyîk dolayısıyla bir çok müskilâtla sehirlerde ikâmet eylemegi tercîh
eylediklerinden ve farz-ı muhâl olarak sevkleri kabûl edilse bile merkez kazâda
bunları barındırmak içün münâsib mahal olmadıgı ve kazâ sekenesinin de serbestçe
köylerine, tarlalarına gidüp gelemedikleri bildirilmis ve esâsen Osmanlı
jandarmasının silâhı olmadıgı cihetle tevzî‘ât icrâ olunmak üzre kurâ hey’et-i
ihtiyâriyyesinin merkeze celbine imkân olmadıgı alay kumandanlıgından bildirilmis
ve binâ’en-aleyh muhâcirînin kısmen merkezde idâreleri bir emr-i zarûrî bulunmus
oldugundan 5 Subat sene [1]336 târîh ve 143 numaralu tahrîrât-ı âcizî ile irsâli
istirhâmında bulundugum nakdin sür‘at-i irsâline müsâ‘ade-i atûfîlerinin sâyân
buyurulması bâbında emr ü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.
15/2/[1]336
Muhâcirîn Müdîri
_mza
BCA. 272 11 15 56 9
29
NAZİLLİ’N_N KÖYLERİNİ İSGAL EDEN YUNANLILARIN EVLERİ
YAKTIKLARI VE KADINLARA TECAVÜZ ETTİKLERİ
Nazilli’nin Keten, Mescidli, Kaymakçı-yı Kebir ve Kaymakçı-yı
Sagir köylerini isgal eden Yunanlıların kadın ve kızlara tecavüz ettikleri,
çok sayıda evi yaktıkları, ahalisi göç eden köyleri top atesine tuttukları ve
kaçamayanları katlettikleri.
89
26 Subat 1920
Sifre Telgrafnâme
Bâb-ı Âlî
Dâhiliye Nezâreti
Sifre Kalemi
Mahreci: Nazilli
Târîh-i kesîdesi: 26 Subat sene [13]36
Kaleme Vurûdu: 26 minh
C. 5 Subat sene [13]36 târîhli ve 119 numaralu tele zeyl.
Yunanîlerin taht-ı isgâllerinde bulunan Keten karyesinde on kadar hâneyi ve
Mescidli karyesinde 2 Kânûn-ı Sânî sene [13]36 târîhinden bugüne kadar üç def‘a
mikdârı mechûl hâneleri ihrâk etdikleri ve 21 Tesrîn-i Sânîde isgâl etdikleri
Kaymakcı-yı Kebîr'de birkaç hâne ile Kaymakcı-yı Sagir'in muhtelif zamanlarda
kısm-ı a‘zamını kezâlik ihrâk etdikleri ve taht-ı isgâllerinde bulunup da ahâlîsi çekilen
bütün kurâyı her gün topa tutmakda oldukları ve Kaymakcı karyelerinin bidâyet-i
isgâllerinde bir takım afîfe kadınlara varıncaya kadar hetk-i ırzda bulundukları ve
kaçamayanları katleyledikleri tahkîkât-ı mevsûkaya atfen Balyanbolu Müdîriyeti'nden
cevâben bildirilmis oldugu.
Fî 23 Subât sene [13]36
Vekîl-i Mutasarrıf
Hüseyin Naci
BOA. DH. KMS. 52-5/60
30
YUNAN İSGAL KUVVETLERİNİN VE YERLİ RUMLARIN MANİSA’DA
IRZA TECAVÜZ, KATLİÂM VE SOYGUNCULUK YAPTIKLARI
Yunan kuvvetlerinin Manisa’yı isgalleri esnasında kasaba ve
köylerde Müslümanlara karsı katliâm, ırza tecavüz, yagmacılık yaptıkları,
yerli ve basıbozuk Rumlarla birlikte hareket ederek Manisa-Akhisar
demiryolu güzergâhında bulunan Hacı Rahmanlı ve Kapaklı köyleri de
90
dahil diger bütün köylerde _slâm nüfusunu katledip mallarını
yagmaladıkları, bag ve bahçelerinde çalısırken tutuklanan yüzlerce
Müslümanı _zmir üzerinden Atina’ya gönderdikleri, Mısır’da esirken
_ngilizlerce serbest bırakılan yüz altmıs kadar Müslümanın Manisa’da
Yunanlılar tarafından tekrar esir edildigi, agır sartlarda çalıstırılan bu
esirlerin gıdasızlık ve iskence yüzünden vefat ettikleri, halkın sahip oldugu
binek ve yük hayvanları ile nakil vasıtalarına el konuldugu
bildirildiginden mezâlime son verilmedigi takdirde Müslümanların
tamamıyla imha olunacagı, tedbir alınması gerektigi.
28 Temmuz 1920
Bâb-ı Âli
Dâhiliye Nezâreti
Emniyyet-i Umûmiyye Müdîriyeti
Su’be: Âsâyis
Husûsî: 635
Yunanîler tarafından islâmlara
yapılan mezâlime dâ’ir.
Hâriciye Nezâret-i Celîlesi Cânib-i Sâmîsine
Ma‘rûz-u çâker-i kemineleridir,
28 Haziran sene [1]336 târîhiyle Manisa Jandarma Taburu Kumandanlıgı'ndan
yazılup _zmir Jandarma Alayı Kumandanlıgı'ndan bu kerre gönderilen raporda
"Yunanlıların son ta‘aruzlarında dâhil oldukları kasaba ve karyelerde katli‘âm ve
hetk-i ırz ve gasb-ı emvâl husûsunda en esna‘ hâlâta tasaddî ile ma‘sûm ve bî-günâh
ahâlî-i _slâmiyyeyi perîsân ve harekât-ı vâkı‘adan nâsî tahlîs-i cân içün hicrete mecbûr
ve muztar kalan kurâ halkını bilâ-merhamet katletdikleri gibi kuvâ-yı isgâliyye
kıta‘âtını adım adım ta‘kîb eden yerli ve bası bozuk Rum ahâlîden mürekkeb ve
müsellah çapulcu gruplarının da kuvâ-yı isgâliyye efrâdının istirâk ve
mu‘âvenetleriyle yekdigeriyle müsâbaka edercesine yagma-gerlikde bulundukları ve
bi'l-hâssa Manisa'nın Horusköy, Muradiye (Hamidiye) karyeleri Rumlarının hayvan
ve arabalarla Yunan asâkîrini ta‘kîb ile müte‘addid seferler yaparak emvâl-i magsûbe
ile avdet eyledikleri Manisa ile Akhisar arasında simendüfer güzergâhında bulunan
Hacırahmanlı ve Kapaklı karyelerinden mâ‘adâ isgâl edilen sâha dâhilinde kâ’in
kurânın hemân kâffesinde katl-i nüfûs ve nehb-i emvâl vukû‘ buldugu gibi ba‘zı
köyleri büsbütün ihrâk etdikleri ve vakt-i hasâd olmak hasebiyle ovalarda is ve
91
güçleriyle istigâl etmekde bulunan yüzlerce ahâlî-i _slâmiyyenin kuvâ-yı isgâliyye
tarafından der-dest ve tevkîf edilerek berây-ı teshîr ve tahkîr _zmir'e ve rivâyete
nazarân oradan da bahren Atina'ya sevkedildikleri ve bu sûretle kırlarda emniyet ve
âsâyis kalmadıgı ve sehir ahâlîsi bile tarla bag ve bagçelerine gidemedigi ve Mısır'da
esîr iken _ngiltere Hükûmeti tarafından serbest bırakılan yüz altmıs kadar efrâdın
tekrâr Manisa'da esîr edilerek taht-ı tevkîfe alındıkları ve bunların hidemât-ı sâkkada
istihdâm edilmelerinden ve dûçâr oldukları gıdasızlık ve iskence yüzünden birer birer
vefât eylemekde bulundukları ve vesâ’it-i nakliyye dercetmekde bulunan Yunanîlerin
tercîhen ahâlî-i _slâmiyye nezdinde bulunan ve anların yegâne medâr-ı ma‘îseti olan
bir tek bârgîr ve arabayı bile alarak unsur-ı _slâmı büsbütün her seyden mahrûm ve
sefîl bırakdıkları bildirildigi Umûm Jandarma Kumandanlıgı'ndan is‘âr kılınmıs
olmagla evvel ve âhir arz ve is‘âr olundugu üzre Yunanîlerin ahâlî-i _slâmiyyeye karsı
revâ görmekde oldukları mezâlim ve senâyi‘e nihâyet verilmedigi takdîrde oralardaki
unsur-ı _slâmın büsbütün mahv u perîsân olacakları muhakkak bulundugundan
keyfiyetin icâb edenlere iblâgıyla ahâlî-i ma‘sûmenin mezâlim ve ta‘adiyâtdan
vikâyeleri esbâbının istihsâline müsâ‘ade-i sâmiye-i fahimâneleri sezâ-vâr
buyurulmak bâbında emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.
Fî Zilka‘de sene [1]338 ve Dâhiliye Nâzırı
Fî 28 Temmuz sene [1]336 Vekîli
Bende
_mza
BOA. HR. SYS. 2618/23
|